İslam âlemi ve Müslümanlar için hem oruç hem de Kur’an ayı olan Ramazan ’da, zihnimizi, gönlümüzü, kalbimizi, gözlerimizi ve dilimizi her türlü çirkinlikten uzak tutarken, güzel ahlakı, iyiliği, yardımlaşmayı ve davranışlarımızı gözden geçirme, düzeltme ve gerçekleştirme imkânı bulduk.
Ülkemizde birey ve toplumun güzellikler yaşadığı, manevi havayı iliklerine kadar teneffüs ettiği, sosyal yardımlaşmanın etkisiyle kardeşlik atmosferinin doya doya yaşadığı oruç ayının sonuna yaklaşırken, aynı zamanda sevinç ve neşeyle beklediğimiz bir bayramı karşılamanın huzurunu yaşıyoruz.
Bir taraftan bayrama ulaştığımız için büyük bir coşku ve mutluluk yaşarken diğer taraftan depremden dolayı yaşadığımız kayıplarımız sebebiyle buruk bir bayram geçireceğiz.
Zihnine ve gönlüne yardımlaşmanın, dayanışmanın, iyiliğin ve merhametin kodlandığı bir millet olarak bayramları fırsat bilip, toplumsal birliğimizin ve beraberliğimizin devamı için daha etkili olmaya ve bu bütünlüğü daha anlamlı kılmaya gayret edeceğiz.
Sadece komşularımızı, arkadaşlarımızı, akrabalarımızı ve dostlarımızı değil, aynı zamanda şehirlerimizde misafir ettiğimiz depremzedeleri ziyaret ederek, çocukları sevindirerek, yeri geldiğinde evimize ve soframıza davet ederek, bu bayramı amacına uygun bir şekilde yaşamaya özen göstereceğiz.
Ramazan Bayramı arifesinde hanımların evde pişirdiği börekleri, tatlıları ve yemekleri, kodlarımıza yerleştirilen paylaşma özelliği sayesinde depremden etkilenen kardeşlerimizle paylaşmak, onlara kardeşlik atmosferini yaşatmak ve bayramın getirdiği güzelliği onlarla yaşamak, bu bayramı daha etkili ve daha anlamlı kılacak.
Büyükleri dinledikçe nerede o eski bayramlar diye hayıflananlar ve geçmişi arayanlarımız vardır.
Teknolojinin getirdiği büyük değişime rağmen yeni neslin hem Ramazan ayını hem de Ramazan Bayramı’nı ruhuyla yaşaması ve manasını yaşatması gerçekten çok kıymetlidir.
Sadece Ramazan ayında değil, sonrasında bile güzel ahlakla, merhametle, şefkatle ve değerlerimizle var olmaya devam edeceğiz.
Büyüklerimizden dinlediğimiz Ramazan ayını ve Bayram atmosferini belki bugün eskisi gibi yaşayamıyor olabiliriz.
Ancak her şeye rağmen çocukların mutlu olması için özel bir gayret gösteriyorsak, Bayram namazından sonra ailelerimizi, hastalarımızı, komşularımızı ve akrabalarımızı ziyaret ediyorsak, büyüklerimizin ellerini öperken, küçüklerin başını okşuyorsak, bayramın zarafetini, inceliğini ve lezzetini koruyabiliyorsak, ne mutlu bizlere.
Evet, kodlarımızda var olan iyilik ve merhamet sayesinde gurbette olanları telefonla aramaya, dargınlarla barışmaya, karşılıklı ziyaretlerde bulunmaya, darda kalmışlara el uzatmaya, çocuklara yakınlık ve şefkat göstermeye devam edeceğimiz bir bayrama hep birlikte kavuşuyoruz.
Ailelerimizle, sevdiklerimizle ve milletimizle birlikte iyiliğin yaygınlaştığı, kaynaşmanın arttığı, sevincin ve coşkunun yaşandığı nice bayramlarda buluşmak dileğiyle,
Kalın sağlıcakla…
