ÜLKEMİZİN EKONOMİDEKİ KURTULUŞU; ÜRETİM… ÜRETİM… ÜRETİM…

Dünya genelinde yaşanan olumsuzluklara, ülkemdeki ekonomik sorunları da ekleyince doğrusu içimden hiçbir şey yazmak geçmiyor… Birden bire ortaya çıkan ve ne olduğunu anlayamadığımız Rusya – Ukrayna savaşı nedeniyle dünya genelinde yaşanan enerji, doğalgaz ve ham petrol fiyatlarındaki olağan üstü artışların ülkemize yansımasında halkımıza da maalesef çok ciddi bedeller ödettiğini görüyoruz. Gelişen ve büyüyen bir ülke olarak birçok alanda ve sektörde dışa bağımlı oluşumuz nedeniyle ülkemizde baş gösteren hayat pahalılığı ve ekonomide daralma maalesef her geçen gün biraz daha mutfağımızı, bütçemizi ve cebimizi yakmaya devam ediyor… Bakın çok açık ve net söylüyorum; Üreten toplumdan tüketen topluma geçtiğimiz gerçeğini artık hepimizin görmesi lazım… Ülkemizde hemen hemen her sektörde dışarıya bağımlıktan kurtulmamız ve üretim yapan bir toplum olmamız gerektiğinin farkına varmamızın zamanının geldiğine ve geçtiğine inanıyorum. Türkiye olarak evet, İHA üretiyoruz ama Gübre (b.k) üretemiyoruz…! Türkiye olarak evet, SİHA üretiyoruz ama Saman bulamıyoruz…! Türkiye olarak evet, geri vitesle hareket eden Helikopter üretiyoruz ama Sebze, Meyve, Tahıl Tohumu üretemiyoruz…! Türkiye olarak evet, Araba üretiyoruz ama ürettiğimiz arabaya Yakıt alamıyoruz…! Türkiye olarak evet, yer altı ve yer üstü olağan üstü zenginliklerimiz var ama hiçbir zaman bunlardan vatandaş olarak faydalanamıyoruz… Kısacası ülkemizde üretim kalemlerimizi çoğaltmadığımız sürece, çiftçiye ve üreticiye gerçek manada destek verilmediği sürece dışa olan bağımlılığımız daha da artacağı gibi kur farkından dolayı da her daim halkın alım gücü biraz daha azalacak, hayat pahalılığı da artarak devam edecektir… Onun için hükümetin ekonomi başta olmak üzere özellikle tarımda çok ciddi reformlar yapması ve kalıcı çözümler üretmesi kaçınılmaz bir gerçektir.     Köyden şehre göçü değil, kentten köye dönüşü sağlayacak cazip politikaları hayata geçirmek hem şehir nüfuslarının azalmasına vesile olacak, hem de köyünde üretim yapacak olan köylümüzün para kazanacağı proje odaklı yeni radikal kararların alınması gerektiğine inanıyorum… Bakın Gazi Mustafa Kemal Atatürk; “ Köylü Milletin Efendisidir…” diyerek köylünün bu ülkede ne kadar kıymetli ve değerli olduğunu anlatmaya çalışmış. Çünkü köylünün üreteceği her tarım ürünü, ülkenin büyümesine, gelişmesine ve toplumda yaşayan herkesin doymasına vesile olacak yegane bireylerdir. Köylülerimize ve çiftçilerimize yeteri kadar gerçek manada destek olunmaması halinde maalesef ülke olarak ihraç eden değil, ithal eden ülke olarak kalmaya devam edeceğiz. Bakın Hollanda, kendi çiftçisinin hangi ürünü üreteceğine, ne kadar ton üreteceğine ve nereye satacağına varıncaya kadar plan ve programlar yaparak bu alanda dünyanın en büyüğü olmuş ülke konumunda… Biz Türkiye olarak Allah vergisi muhteşem topraklarımızı bilimsel veriler ışığında çok daha verimli hale getirebilir ve akılcı politikalarla sadece kendi kendine yeten ülke değil, ürünlerini ihraçta eden ülke konumuna gelebiliriz. Ben buna bütün kalbimle inanıyorum, yeter ki bu işi yapacak donanımlı, bilgili ve liyakat sahiplerini işin başına getirilelim… Bu açıdan göreve yeni başlayan özellikle Maliye ve Hazine Bakanı Nureddin Nebati ile Tarım Bakanı Vahit Kirişçi’den toplum olarak birçok alanda çok ciddi beklentilerimizin olduğunu hatırlatmak istiyorum… Kabul ediyorum günümüz koşullarında dünya genelinde yaşanan olumsuz gelişmeleri de dikkate alırsak işleri çok zor ama başarılı olmaktan başka da şansları yok. Çok iddialı söylüyorum; Bu beklentiler halkımız tarafından karşılık bulmaz veya istenilen performans sergilenememesi, vatandaşın hayat pahalılığına çözüm bulunmaması durumunda seçime az bir süre kala Ak Partide, Sayın Erdoğan’da onarılması zor ciddi yaralar alabilir diye tahmin ediyorum… Ben öyle düşünüyor, öyle görüyor ve öyle değerlendiriyorum. Peki ya Siz?...