Genel seçimlere yaklaşık 6 ay gibi kısa bir süre kaldı.
Hem cumhurbaşkanını hem de meclisi oluşturacak 600 milletvekili için muhtemelen Mayıs ayında sandığa gideceğiz…
Gerçekten de bu seçim her yönüyle ülkemiz açısından son derece kritik bir öneme sahip.
Her sonuca açık ve sürprizlerin yaşanabileceği bir seçim olacağını şimdiden kestirebiliyorum.
Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve üçüncü bir ittifak ihtimalini düşündüğümüzde, seçimin de ne kadar çekişmeli geçeceğini de şimdiden bizlere gösteriyor.
Sizce de öyle değil mi?
Şunu açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki, ülke siyasetinde ne duyarsam duyayım, ‘asla olmaz’ denilen ittifakların oluşabileceğini dahi görsem, şakasız söylüyorum hiç şaşırmayacağım…
En radikal örnek mi?
Bu ülkede yarın ‘MHP ile HDP ittifak kurdular yada ittifakın içerisinde yer aldılar’ dense buna bile asla şaşırmam…
Çünkü siyasetçiler ve siyasi partiler için iktidara giden her yol, mubahtır.!
Üzülerek ifade etmeliyim ki, siyaset gerçekten çok ama çok kirlendi ve çok güven kaybetti…
Daha düne kadar birbirlerine sövüp sayan partiler yada siyasiler, bir bakmışsınız hiçbir şey olmamış gibi kol kola girip gülücüklerle kamuoyunun önünde poz verebiliyor…
Yada aynı masada oturup dost görünen partiler, bir anda ne oluyorsa dostluğu bırakıp, düşman olabiliyor ve birbirlerine ağır hakaretler söyleyebiliyorlar...
Çok değerli okurlarım, kıymetli takipçilerim…
İşte yukarda yazdığım bu nedenlerden dolayı ben bir karar aldım ve bu aldığım kararı da siz değerli okurlarıma tavsiye niteliğinde paylaşmak istiyorum.
Bakın siyasetin bu kadar kirlendiği bir dönemde bu saatten sonra hiçbirimiz siyasi konularda kendimizi germeye,
Arkadaşlarımız yada dostlarımızla tartışmaya,
Kalp kırmaya,
Siyasi polemiklerden dolayı yakınlarımızı üzmeye,
Yada delicesine savunduğumuz partinin arkasında durmaya hiç gerek kalmadığını düşünüyorum.
Yapacağımız bir tek şey var. O da;
Seçim günü gelecek ve bizler savunduğumuz parti hangisiyse, gider vatandaşlık görevimizi yapar, sandığa oyumuzu atar ve çıkar gideriz.
Sandıktan çıkacak her sonuca da saygı göstereceğiz.
Hepsi bu…
Şimdi gelelim tavsiyelerime…
Bakın sevgili dostlar;
Bu süreçte özellikle televizyonlardaki siyasi tartışmalardan uzak durmak,
Sosyal medyadaki açıklamalara itibar etmemek,
Gazete ve billboardlardaki ilanları görmezden gelmek,
Ve sinir bozucu, yalan ve yanlış yazı yada yorum yapanlardan kaçınmak,
Bence hem ruhen, hem aklen, hem de fiziken bizleri daha dinç tutacağına yüzde yüz inanıyorum…
Peki bu süreçte neler yapmalıyız? Diye soracağınızı duyar gibiyim…
Onu da söyleyeyim;
Hayvanlar alemini izleyin,
Müzik dinleyin,
Kitap okuyun,
Spor kanallarını takip edip, maçları izleyin…
Ailenize zaman ayırıp bol bol sohbet edin, kaplıcaya gidin, yemeğe çıkın…
Hiçbirini yapamıyorsanız uyuyun, yatın dinlenin…!
Yeter ki bu omurgası olmayan, dava nedir bilmeyen, inandığı ideolojiyi makam ve mevki uğruna satan siyasileri görmekten kaçının…
Seçimden seçime kapınızı çalmaya gelecek olan siyasilere kapınızı kapatın.
Kısacası siyaset dünyasından uzak durun…
Siyasilere ve siyasi partilere vereceğimiz cevabımız, sadece sandıkta olsun. Bu da kafi zaten…
Mesleğim ve görevim icabı demokrasiye inanmış biri olarak elbette gazetemizi ziyaret edecek siyasilerle yada partilerle görüşeceğiz ve haber niteliği taşıyan önemli bulduğumuz açıklamalarını kamuoyuyla paylaşacağız.
Ama her ne olursa olsun siz kendi değerlerinizi ve fikirlerinizi seçime kadar saklayın ve dediğim gibi cevabınızı sandıkta verin…
Sakin olun,
Relaks olun,
Ve siz, siz olun lütfen tavsiyelerime kulak verin…!