USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

‘BAŞKAN VARSA VALİ YOK, VALİ VARSA BAŞKAN YOK’

07-03-2020

Önceki gün ilimizin önemli bir sivil toplum kuruluşunun başkanı bana şunu söyledi; “ Mansur bey, inanın o kadar zor bir süreç yaşıyoruz ki, yapacağımız yada yapmayı planladığımız bir etkinliği yapıp yapmamakta kararsız kalıyoruz.

Şöyle ki, yapacağımız etkinlikte belediye başkanını çağırsak vali bey gelmeyecek, vali beyi çağırsak belediye başkanı gelmeyecek...  

Bu durum gerçekten bizleri hem üzüyor, hem de çalışma azmimizi sekteye uğratıyor. Bunu sadece bizim odamız değil, hemen hemen bütün diğer sivil toplum örgütlerimizde yaşıyor. Keşke bu ikilemde kalma durumunu hiçbir STK’mız yaşamasa…”

Doğrusunu söylemek gerekirse isminin açıklanmasını istemeyen bu sivil toplum kuruluşunun başkanının ifadelerini,bir gazeteci olarak bende hemen hemen her alanda yaşıyor ve görüyorum…

Oysa hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki, özellikle yerel yönetimlerin birlik ve beraberlik içerisinde olmaları ve güç birliği yapmaları halinde aşılamayacak hiçbir sorun, çözülemeyecek hiçbir konu kalmayacaktır...  

Tabi yaşamak istemediğimiz bu durumu bu hale getiren siyasi ideolojilerin, siyasi parti liderlerinin birbirlerine karşı sarf ettikleri sert söylemlerinin çok etkili olduğunu da üzülerek kabul etmek durumundayız.

Oysaki artık ülke olarak zor ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz bu dönemlerde en çok ihtiyaç duyulan birlik ve beraberliğin sağlanması başta siyasi liderlerin, sonra da ülkesini seven ve sorumluluk sahibi olan her kesimin asli görevidir diye düşünüyorum.

Bunu sağlamak içinde; bir; HDP mutlak suretle PKK’nın güdümünden süratle çıkmalı, ülkede siyaset yapabileceği zemine ivedili olarak girmeli,

İki; siyasi iktidar da HDP’nin meşruiyetini kabullenip dışlamaktan vaz geçmelidir...

İşte bana göre bu iki sıralı durum hayata geçerse, o zaman özellikle ülkemizde siyasette normalleşme süreci başlar, toplum rahatlar ve siyasi kavgalar kısmen de olsa azalmış olur.

Bakın güçlü devlet olmak için önce iç huzurumuzu ve kendi iç barışımızı sağlamak zorunda olduğumuzu kabullenmemiz lazım...

Elbette ki birçok alanda ve birçok konu hakkında fikir ayrılıklarımız olabilir, farklılıklarımız olabilir, birçok konuda ayrı düşünebiliriz ama ortak payda da buluşmak zorundayız.

Ortak paydamız da; ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü ve atalarımızın kanıyla sulanmış Bayrağımızdır…  

İşte bu payda da buluştuğumuz an ve Türkiye’nin dünyada çok daha güçlü bir ülke olduğunu gösterebiliriz. Elbette ki bunu sağlamak için de öncelikle kendi içimizde ki bazı meseleleri çözmek, kaçınılmaz bir gerçektir.

Ve inanıyorum ki, kendi iç sorunlarımız öyle aşılamayacak yada çözülemeyecek meseleler de değil. Yeter ki samimiyet olsun, yeter ki ciddiyet olsun ve yeter ki önceliğimiz TÜRKİYE olsun…  

Bakın bu ülke atalarımızın kanlarıyla düşmanlardan alındı ve bizlere emanet edildi. Ülkemizin her bir karışı ayrı bir güzellik ve zenginlik…

Bu cennet vatanımızın güzelliği ve zenginliğini dünyanın hiçbir ülkesinde göremezsiniz. Yani kısacası başka TÜRKİYE yok, gideceğimiz başka bir yerde yok…

Özellikle ülkemizi yöneten siyasi iktidar ve diğer muhalif parti liderleri bunun farkına bir an önce varmalı ve her zamankinden daha fazla ülkemize sahip çıkmak için toplumun desteğini sağlayarak saflarımızın her zamankinden daha fazla sıklaştırmaya teşvik etmeliler diye düşünüyorum…

Çünkü yaşadığımız coğrafya da şu aşamada kavga etme, bağırma, çağırma ve hakaret etme zamanı değil, tam aksine sevgiyle, hoşgörüyle birbirimizle kucaklaşma ve barışma zamanı…  

Eğer ki geçmişten günümüze varıncaya kadar bu güzel ülkeyiyönetenler ABD’yle, Rusya’yla, İsrail’le, Yunanistan’la, Sırbistan’la ve diğer düşman olarak bildiğimiz ülkelerin yöneticileriyle barışabiliyorsa, kendi iç siyasi dünyamızda da bunu sağlamak ve başarmak zorundayız…  

İşte bunu siyasiler sağladığı an, hangi partiden olursa olsun, hangi ilde olursa olsun işte o zaman hem seçilmiş belediye başkanını, hem de atanmış valiyi aynı karede görebiliriz…    

Sizce de olması gereken bu değil mi?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?