Uzun süredir ülke gündemini meşgul eden genel ve cumhurbaşkanlığı seçimi nihayet sona erdi...
Bu kritik seçimden halkın tercihiyle zaferle ayrılan Cumhur ittifakı hem parlamentoda çoğunluğu elde etti, hem de Recep Tayyip Erdoğan’ı 5 yıllığına tekrar cumhurbaşkanı olarak yetkilendirdi.
Sayın Erdoğan’ın bu seçimde kaybedenin olmadığını, kazananın Türkiye olduğunu söylemesi son derece yerinde ve olması gereken bir açıklamaydı...
Elbette halkın tercihine tüm siyasi partiler demokratik bir olgunlukla karşılayacak ve özellikle muhalefetin kaybettiği bu seçimin muhasebesini ve hesabını kendi seçmenlerine verecektir.
Ben muhalefetin neden kaybettiğini onlarca sebebiyle birlikte çok rahatlıkla sıralayabilirim.
Eminim ki millet ittifakını oluşturan partiler bu seçimin sonuçlarını bizden çok daha iyi analiz edip gerekli mesaj ve dersleri kendilerince çıkaracaklardır.
Şimdi artık ülke olarak seçim gündemini geride bırakıp, mevcut temel sorun ve sıkıntılarına eğilme vaktidir.
Ülkemizi ve halkımızı bekleyen çok önemli sorunlar var…
Aslında klasik sorunlarımız belli zaten…
İşsizlik,
Ekonomideki dengesiz dalgalanmalar,
Yüksek enflasyonla mücadele,
Yeni anayasa,
Mültecilerin ülkelerine gönderilmesi,
Depremzedelerin barınma başta olmak üzere diğer önemli sorunları,
Konut ve araç fiyatlarındaki orantısız yükseliş,
İşçi, memur ve emeklilerin maaşlarının enflasyona ezilmemesi, vs. vs…
Sanırım önümüzdeki bir hafta on gün içerisinde Sayın Erdoğan yeni kabinesini açıklayacak ve mevcut sorunların çözümüne yönelik güçlü bir kadro ile iş başında olacak.
Aldığım duyumlara göre hemşerimiz Sayın Mehmet Şimşek tam yetkiyle ekonominin başına geçecek ve biran önce piyasalardaki dengesizliği düzeltmek,
Yabancı sermayenin yatırım olarak ülkemize girişini sağlamak,
Güven ortamını yaratmak,
Mali sorunları çözümü için ivedi olarak adımlar atmak,
Eksiye düşen hazineyi toparlayıp, artıya geçirmek gibi önemli bir görevi üstleneceği belirtiliyor.
Tabi şu gerçeği de unutmamak lazım; ekonomide bir düzelme olacaksa hepimizi bekleyen bir kemer sıkma politikası gerçeğiyle de yüzleşmemiz lazım.
Tabi bu konular derin mevzular…
Biz yerelde yani Batman özelinde bir seçim sonucu değerlendirmesi yapacak olursak;
- Evet, Ak Parti Batmanda büyük bir oy aldı ve iki vekil çıkarma başarısı gösterdi.
- Adayların mütevaziliği, samimiyeti ve kibirden uzak durmalarının toplum nezninde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu ve seçmen üzerinde karşılığı olan bir davranış olduğunu kanıtlamış oldu.
- Hüda Par’ın etkinliği ve gücü, kendini seçmenler üzerinde iyice hissettirdi.
- Aday isimlerinin ne kadar önemli olduğu gerçeğini ilgili herkese hatırlattı.
- ‘Ceketimizi assak kazanırız’ gözüyle bakan diğer siyasi rakiplerine ders vererek, bu tezin artık seçmen karşılığında hiçbir kıymeti harbiyesinin kalmadığını ispatladı.
- Saha çalışmalarının ve vatandaşa birebir temas etmenin seçimi kazanmada ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
- Uyumlu ve güç birliği yaparak birlikte hareket etmenin ne kadar doğru bir strateji olduğu gerçeğini yaşattı.
- Parti içi ve dışında var olan kısır çekişmeler ve bireysel sorunlar yerine, geçmişe takılmadan gelecek planlaması yapmanın ve seçmene hayalci değil, gerçekçi ve uygulanabilir hedeflerinin neler olduğunu kamuoyuna ikna edecek şekilde aktarmaları vs. gibi ‘doğru hamlelerle doğru zamanı’ çok iyi kullandıklarına tanıklık ettik…
Tabi bu başarının getireceği bazı sıkıntılar, önümüzdeki dönemde yaşanabilir…
AK Parti-Hüda Par ortaklığı şu an için uyumlu bir şekilde gidiyor olsa bile önümüzdeki süreçte gerek adaylar arasında ve gerekse partiler arasında sorunlar çıkabileceği gerçeğini unutmamak lazım diye düşünüyorum.
Çünkü ittifaktan önce Hüda Parlı siyasilerinin AK Partinin birçok politikasına güçlü bir şekilde itirazlarının olduğunu biliyor ve hatırlıyorum…
Bazı eleştirilerimi saklı tutmak kaydıyla Batmanda iktidara mensup iki vekilimiz olan Sayın Ferhat Nasıroğlu ile Sayın Serkan Ramanlı arasında muhtemelen yaşanabilecek sorunlardan bahsetmek istiyorum…
Mesela; iki farklı ideolojiden ama aynı partiden seçilen iki milletvekilinin Batman üzerinde özellikle kamuda yetki paylaşımları nasıl olacak?
Mesela; İki başlılık birçok konuda fikir ayrılıkları ya da küskünlük yaratır mı?
Mesela; kamuda değişim ve dönüşüm süreçlerinde teşkilatların baskısı ve fonksiyonları sorun yaratır mı?
Mesela; Batmandaki ön plana çıkacak olan yatırım programlarını kamuoyuna kim açıklayacak?
Mesela; kamuya alınacak personellerde kimin referansı daha güçlü olacak?
Mesela; Partiler arasında yaşanacak fikir ayrılıkları, bireysel olarak vekilleri ne kadar etkileyecek?
Mesela; bundan sonraki süreçte de birlikte mi hareket edecekler, yoksa her biri ayrı ayrı kendi politikalarını seçmenlere aktaracaklar?
Ve belki de yüksek ihtimalli birçok örnekler…
Tabi bu soruların cevabını önümüzdeki süreçte yaşayıp öğreneceğiz…
Son olarak, yeni dönemde parlamentoda görev yapacak milletvekillerimize ve cumhurbaşkanımıza sonsuz başarılar diliyor, ülkemize ve milletimize güzel hizmetlere imza atmalarını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
“Görelim Mevla’m ne eyler, ne eylerse güzel eyler…”