Dün akşam merkez üssü Elazığ / Sivrice’de meydana gelen 6,8 şiddetindeki deprem birçok ilde olduğu gibi ilimizde de çok ciddi bir şekilde hissedildi. Yaklaşık 15-20 saniye süren bu deprem, sanırım birçoğumuzu ölüm korkusuna sevk etmiş, bu kısacık süre zarfında hayatımız bir film şeridi gibi önümüzden geçmiştir.
Ve bu deprem bir kez daha bize gösterdi ki ne malın, ne mülkün, ne paranın, ne makamın, nede aracın hiçbir anlamı ve öneminin olmadığını…
O anda düşünülen tek bir şey var, o da; aileniz ve canınız…
Gerçekten de yaşadığımız coğrafya itibariyle, ülkemizin büyük bir bölümünde doğal afetlerin her an kapımızdaolduğunu görüyoruz. Zaman zaman sel felaketleri, depremler, çığ düşmesi vs. gibi doğa olaylarıyla karşılaştığımız durumlar ne kadar üzücü olsa bile, sonuçta bu gerçekleri hayatımızda sık sık yaşıyoruz.
Peki, bu afetleri sık sık yaşamamıza rağmen gerekli önlemleri alıp gerçekten dersimize iyi çalışıyormuyuız? Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu sorunun cevabı, koskoca bir HAYIR…
Ucuza mal olsun diye çürük binalarda oturmayı göze alan mecbur kalan insanlar,
Birkaç kuruş daha kazanma hırsı nedeniyle doğayı katleden sermaye kuruluşları, Denetlemeleri sümen altı yapan denetim şirketleri ve kamu yöneticileri,
Topluma verilmeyen eğitim ve bilgilendirme yetersizliği,
Çarpık kentleşme, vs. gibi bilerek ve isteyerek yapılan bu eksikliklerimiz, maalesef hayatımızın sonlanmasına mal olabiliyor...
Burada bana göre sevindirici bir tek şey var o da; yardımsever ve duygusal bir toplum olduğumuz, her doğal afet zamanında kendini çok güçlü bir şekilde apaçık gösteriyor…
Şunu çok açık ve net söyleyebilir ki; ülkemizin hangi noktasında olursa olsun bu kadirşinas halk, kötü günlerde yek vücut olurken, hiçbir siyasi güç bizi birbirimizden ayıramaz, koparamaz ve asla yok sayamaz…
Halkımız böylesine kötü günlerde birbirine sımsıkı kenetlenmişken, acılarını yüreğinde hissetmişken, bence artık şimdi sıra siyasilerinde bu tabandaki bu birlikteliğe ayak uydurmasıdır…
Buradan siyasilere seslenmek istiyorum; Birlik ve beraberliğimizi lütfen makam ve mevki uğruna, bireysel olarak çok güçlü olma kaygılarınız nedeniyle yok etmeyin…
Dedim ya 20 saniyede ölümü yaşamışken artık helalleşme zamanı gelmedi mi?
Bu kadar hırs, kavga, gürültü, kibir, iftira ve yalan atmaktan vaz geçmemiz gerektiğini hatırlamamız gerekmez mi?
Halkımızın tabanda gösterdiği sağduyu, birlik ve beraberliği neden ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olan diğer siyasiler bunu sağlayamıyor?
Nedir alıp veremediğiniz?
Makam mı?
Mevki mi?
Güç mü?
Para mı?
Lüks yaşam mı?
20 Saniyelik bir afet sizleri bu fantezilerinizden hala vaz geçirmedi mi?
Ölümün her an, hepimizin kapısında olduğunu göstermedi mi?
Bence artık herkesin ve hepimizin aklını başınatoplamasının zamanı gelmiştir, geçmiştir bile…
Umarım bu depremden herkes ama herkes üzerine düşen hem maddi, hem de manevi mesajdan yeteri kadar kendine ders çıkarır.
Son olarak bu depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum…
Geçmiş olsun TÜRKİYE’m…
