Vali Ekrem Canalp ve Eşi Dr. Ayten Canalp, davetlileri kapıda tek tek karşılayarak bayramlarını kutladı.
“KURULUŞUNDAN BERİ SÜREKLİ SAVAŞ OLAN BAŞKA HİÇBİR ÜLKE YOK”
Törende bir selamlama konuşması yapan Vali Ekrem Canalp, Türkiye’nin çok önemli bir jeopolitik bir konuma sahip olmasının yanı sıra aynı zamanda deprem fay hatlarının da kesiştiği bir vatan olduğunu belirterek “Bu vatan uluslararası politika bağlamında hatlarının da gene kesiştiği bir noktadır. Bu vatan aynı zamanda medeniyetlerin fay hatlarının da kesiştiği bir vatandır. Geçen on yıllar boyunca lütfen etrafımıza şöyle bir göz gezdirelim. Kuzeyimizden başlayalım. Bakın bugün canlı şekilde dünyadaki en sıcak savaş bizim vatanımızın kuzeyinde Rusya'yla Ukrayna arasında cereyan ediyor. Güneyimizde; İran-Irak arasındaki savaş, arkasından körfez savaşı, Beyrut savaşı, Arap İsrail savaşı ve Libya. Çok kısa bir süre önce Libya içerisinde başlayan iç savaş. Son yirmi yıl içerisinde dünyadaki gene sıcak savaşların meydana geldiği bir başka coğrafya. Ve batımıza bakalım. Balkanlar ve aynı şekilde dünyanın gene en sıcak noktalarından bir tanesi. Kuruluşundan sonra kuzeyinde, güneyinde, doğusunda, batısında sürekli savaş olan başka hiçbir ülke yok” dedi.
“TÜRKİYE AYNI ANDA BİRÇOK TERÖR ÖRGÜTÜ İLE MÜCADELE EDİYOR”
Türkiye Cumhuriyeti'nin başka bir özelliğinin aynı anda kendi içinde de değişik değişik terör örgütlerinin bulunduğunu ve bu örgütlere karşı aynı anda mücadele etmek zorunda kalan dünyadaki tek devlet olduğunun altını çizen Vali Canalp “Alfabedeki harflerin neredeyse tamamını kullanan terör örgütleriyle bu devlet aynı anda mücadele etti. Yani bu yüzyılı hiçbir şekilde rahat olarak yaşamadık. Hem dışarıda hem de içeride dünyanın en fazla zorluğuyla karşı karşıya kalmış bir devlet, bir millet ve bir vatan olarak geçirdik. Ama geçen bu yüzyıl sonrasında bugün gelmiş olduğumuz noktaya baktığımız zaman bambaşka bir tablo görüyoruz aslında. Bu kadar zorluğa rağmen bu kadar da güçlüye rağmen bugün Türkiye Cumhuriyeti dünyadaki en büyük yirmi ekonomiden bir tanesidir” diye konuştu.
“TÜRKİYE MAZLUMLARA KUCAK AÇAN BİR ÜLKE”
Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu dünyadaki bir elin parmakları kadar sayabileceğiniz en güçlü ordulardan bir tanesidir. Her alanda, dış ticarette, dış yatırımlarda, turizmde, tarımda aklınıza gelebilecek pek çok alanda Türkiye şu anda dünyaya örnek gösterilen bir ülke konumuna gelmiştir diyen Vali Canalp “Bugün aynı zamanda Türkiye, dünyanın pek çok coğrafyasında mazlumlara kucak açan mazlum insanların sığınağı olan ve başı derde girdiği zaman nereye giderim sorusuna ilk başta cevap olarak söylenilen bir ülke haline de gelmiş durumdadır. Osmanlı İmparatorluğunu, Lütfen gözünüzün önüne o muhteşem haritayı getirmeye çalışın. Topraklarının en genişi olduğu zamanlarda bugün Birleşmiş Milletler ‘de, ada ülkelerini, küçük ülkeleri saymazsanız yüz yirmi civarında ülke vardır. Ve Osmanlı'nın toprakları üzerinde kırk dört tane ülke kurulmuştur. Bir imparatorluk bugünkü Birleşmiş Milletler ‘in üçte birinden fazlasına ev sahipliği yapmıştır. Üç kıtanın kesişim noktasındayız ya, üç kıtada hüküm sürmüş imparatorluktu. Ama her imparatorluk gibi, her devlet gibi geliştiği, büyüdüğü, yükseldiği ama aynı zamanda acılı bir süreci de yaşadı. Bu süreç on dokuzuncu yüzyıldır On dokuzuncu yüzyıl imparatorluğun en uzun yüzyılıdır. Bir tarafından kuzeydeki Rusya'ya karşı yürüttüğümüz savaşlar. Diğer taraftan Ortadoğu bölgeleriyle savaşlar. Avrupa ülkelerinin pek çoğuna karşı yürütmüş olduğumuz savaşlar, Kafkasya'daki savaşlar maalesef sürekli bizi küçülmeye, küçülmeye, küçülmeye itmiştir.
Ve en son Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda biz bir kurtuluş mücadelesi vermek zorunda kaldık. Son meclisimiz Osmanlı Mebusan Meclisi bir karar almıştı. Hepimizin bildiği bir karar. Misakı Milli kararı. Misak-ı Milli'nin kısa özeti şudur; biz kendimize bu savaştan sonra, bu küçülmelerden sonra nereyi vatan olarak kabul ediyoruz? Bunun ifade edildiği meclis kararıdır. Misakı Milli biraz uzunca bir karardır. Ama ben Misak-ı Milli'yi altı kelimeyle özetleyebilirim sizlere. Misakı Milli şunu söyler. Türklerin ve Kürtlerin beraber yaşadığı yer vatandır. Bu kadar. Altı kelime. Bizim cetlerimiz bir şeyi çok net gördüler eğer biz müştereken beraberce bir kurtuluş mücadelesi veremezsek, bizim vatanımız kalmayacak. Çocuklarımıza, torunlarımıza, belki de emanet edebileceğimiz, onların yaşayabileceği ülkeleri olmayacak. Bakın çok uzaklara gitmeyin. Eğer bugün Suriye'ye bakarsanız, bugün Gazze'de yaşanan bu kadar insanlık dışı mezalime bakarsanız bu şekildeki geçmişte bizim dedelerimizin yapmış oldukları bu çıkarımın hiç de yabana atılmayacak bir çıkarım olduğunu hepimiz görebiliriz. Yüzyıl önceki gerçeklik hiç şüpheniz olmasın. Bugün ne kadar güçlü bir devlet olsak da, bugün bölgesinin lider ülkesi bile olsak da, bugün küresel bir aktör olarak görülüyor olsak da, eğer birliğimizi muhafaza edemezsek risklerin her zaman var olabileceğini görmek zorundayız. Onun için yüzyıl önce bizim dedelerimiz ne yaptıysa bu dünyayı, bu vatanı ne şekilde gördüyse bugün de hepimizin üzerinden aynı yük, aynı vecibe, aynı algıyı yaşatmak bir vecibedir ve bir görevdir. Bugün cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılını kutladık. Geçmişten bugüne geldik. Ama lütfen bir yüzyıl sonrasını hayal edelim. Hepimiz ne diyoruz, evlatlarımıza yavrularımıza ne diyoruz bu yüzyıl senin diyoruz. Şimdi kitap fuarımız var, bugün son günü. Kitap fuarımızın slogan bir sözü vardı “Oku ! Bu yüzyıl Senin”. Çünkü gelecek yüzyıl birliğimizi dirliğimizi koruduğumuz sürece bizimdir. Türkiye inşallah önümüzdeki yüzyılda belki bizim çocuklarımız görecek belki bizim çocuklarımızın çocukları görecek. Kendi bölgesinin değil, dünyanın lider ülkesi haline gelecektir inşallah. Bunu yapabilmek için devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muhteşem cümlesinde olduğu üzere tek bir şeye ihtiyacımız var ‘Çalışkan Olmak’ bunu arkadaşlarımıza, mahallemize ve özellikle çocuklarımıza aşılamalıyız. Hangi millet, hangi birey bir saat fazla çalışıyorsa diğer milletlerin hakimi oluyor, efendisi oluyor. Lütfen gözünüzün önüne Avrupa’nın en çalışkan ülkelerini getirin. En çalışkan millet kimlerse en güçlü millette en hakim millette onlardandır. Evet tek ihtiyacımız olan şey vardır. Çalışkan olmak. İnşallah evlatlarımıza da bunu aşılayacağız, bunu öğreteceğiz. Yüz yaşına gelmiş cumhuriyet biraz önce ifade etmiş olduğum neslin eseridir ve milletimizin şaheseridir. Ümit ediyorum ki bu aziz milletin şaheseri sonsuza kadar yaşasın. Cumhuriyetimiz ilelebet muhafaza altında kalsın. Her türlü tehlikeden uzak kalsın. Evlatlarımızın huzur içerisinde yaşayabileceği bir vatan olarak kalsın. Eğer ki biz cumhuriyetimizi cumhurla kaynaştırabilirsek, Devletimizi demokrasiyle, insan haklarıyla kaynaştırabilirsek ve her geçen gün bu yapıyı güçlendirebilirsek Türkiye’nin önünde kimsenin ama kimsenin duramayacağından en ufak bir şüphemiz olmamalıdır. Yüz yıl geçti. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Cumhuriyetimiz, yaşasın milletimiz, yaşasın vatanımız, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti” dedi.
TPAO sosyal tesislerinde gerçekleştirilen kabul törenine; Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Ali Koç, Cumhuriyet Başsavcısı Murat Şahingöz, mahkeme başkanları, Batman Üniversitesi rektörü, Vali Yardımcıları, kaymakamlar, İl Emniyet Müdürü, İl Jandarma Komutanı, İl Genel Meclisi Başkanı, ilçe ve belde belediye başkanları, kamu kurum yöneticileri, Emniyet ve TSK mensupları, siyasi parti yöneticileri, il genel meclis üyeleri, STK ve meslek odaları temsilcileri, muhtarlar, gaziler, şehit yakınları, iş adamları ve çok sayıda davetli katıldı.