NASA, Hubble teleskobunun yerini alan James Webb üzerinde uzun yıllar boyunca çalışmalarını sürdürdü. Bu yılın başında ise birkaç olumsuz koşul nedeniyle erteleme kararı alsa da teleskobu uzaya fırlatmayı başardı. Geçtiğimiz aylarda yörüngesine yerleşen uzay aracı tarafından kaydedilen ilk renkli fotoğraflar temmuzda, Phantom Galaksisi’ne ait olanları ise bugün paylaşıldı.
James Webb ve Hubble, Phantom Galaksisi için birlikte çalıştı!NASA, Hubble teleskobu ve birçok gözlemevi ile 10 yıldır Phantom Galaksisi üzerinde çalışıyor. Bugüne kadar da birçok görüntüsü paylaşıldı. Fakat James Webb tarafından kaydedilenler ile birleştirildiğinde ortaya sıra dışı bir karenin çıktığını görüyoruz.
Yukarıda paylaşılan görselin sol tarafında yer alan fotoğraf Hubble tarafından kaydedilen ve 10 yıldır üzerinde çalışılan Phantom Galaksisi. Sağ tarafta ise Webb tarafından kızıl ötesi çekilen yeni fotoğraf bulunuyor.
Uzayda yaşam var mı? James Webb'den yeni keşif
Bilim insanları, James Webb uzay teleskobunun bir dış gezegen olan WASP-39b atmosferinde karbondioksit tespit ettiğini açıkladı.
NASA'nın yaptığı çalışmaların sonucunda ise iki fotoğraf tek bir karede insan gözünün algılayacağı spektrumlarda birleştiriliyor. İlk bakışta bir solucan deliğini andırıyor olsa da aslında tek bir eksende değil, 3 boyutlu düzlemde hareket eden Phantom Galaksisi'ni görüyoruz.
Tabii Webb'in yeni bilimsel çalışmalardaki katkısı oldukça büyük. Yalnızca görüneni algılama anlamında değil. Hubble'a göre yakaladığı detay ve farklı spektrumlarda görebilme yeteneği sayesinde gökbilimcilere yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
Bu son örnekte de benzer bir durum yaşandı. Phantom Galaksisi'ni uzun yıllardır hem Hubble hem de gökbilimciler inceliyordu. Fakat Webb sayesinde evrendeki kozmik bulutun dağılımı ve bunun yakından incelene bilmesi sağlandı.
Hatta Webb'in yalnızca 1.5 aylık süre içerisinde Dünya'ya gönderdiği veriler bile Hubble'ın yıllar süren çalışmalarına denk. Ayrıca Webb sayesinde uzayın bu güne kadar bakamadığımız uzak noktalarını görebiliyor ve evrenin oluşumu hakkında daha fazla veriye sahip oluyoruz.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!
