TAİF’İN ÜZÜM BAHÇESİNDE İSLAM’A DAVET…

Yayınlama: 01.10.2024
Düzenleme: 26.09.2024 18:34
A+
A-

Kur’an-ı Kerim’de çokça zikredilen meyvelerden birisi olan ‘Üzüm’ün’ ismi 11 ayette geçmektedir. Rabbimiz biz kullarına sunduğu ikram ve nimetlerle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

“Gökten su indiren O’dur. Sonra Biz onunla her çeşit bitkiyi çıkarırız. O bitkilerden bir filiz, ondan da büyüyüp birbirinin üstüne binmiş d taneler, başaklar çıkarırız. Hurma tomurcuklarından sarkan salkımlar, üzüm, zeytin ve nar bahçeleri yetiştiririz…(En’âm 99)

Tâ’if Şehri, hicaz bölgesinde, Mekke’nin 120 kilometre doğusunda, Sarât dağları silsilesi içindeki bir platoda, 1630 metre yükseltide, üzüm bağları, kayısı ve nar bahçeleri ile meşhur bir şehirdi. Etrafı sırlarla çevrili olduğu için Tâif adını almıştı. Burada Peygamber Efendimizin (sav) anne tarafından akrabaları yaşıyordu.

Resulullah (sav) davasını Mekke’nin dışına taşımak ve müşriklerin uyguladıkları kötü muamelelerden, Müslümanların kurtulacağı bir yer bulmak umuduyla Taif seferine çıkmıştı.

Şevval ayının son günlerinde Ocak 620 Mekke’den gizlice ayrılan Efendimiz, yürüyerek geldiği Taif’te 10 gün (başka bir rivayete göre bir ay) kaldı.

Bu süre içinde Taif’te görüşmeler yapıyor, insanları Lât’a değil Allah’a kul olmaya çağırıyor, onları cehennem ateşinden kurtulmaya ve ebedi Cennet yurduna kavuşmaya davet ediyor. İslamiyeti tebliğ ediyordu.

İslâm’ın yüce davetçisinin samimi ve sevgi dolu çağrısına Taif’te hiç kimse kulak vermedi. Aksine, şehrin liderleri Peygamberimizin gençleri ikna etmesinden, dolayısiyla sömürü düzenlerinin tehlikeye girebileceğinden endişe duydular.

Peygamber Efendimiz (SAV) şiddetli hakaretlere, çirkin iftiralara maruz bırakıldı. Beldelerinde misafir olarak bulunan Cihan Peygamberine ayak takımını, sokak gençlerini ve kölelerini kışkırtarak saldırttılar.

Resulü Ekrem, bu adice saldırıdan ancak kendini bir bağa atmakla kurtarabildi. Bağın sahipleri kendilerine uzaktan akraba sayılan Utbe ve Şeybe bin Rabia adında iki kardeşlerdi.

Peygamber Efendimiz’i ve Zeyd bin Haris’i (Ra) bağlarında görüp, köleleri Addas (Ra) ile iki salkım üzüm gösterdiler. Peygamber Efendimiz (sav) bu ikramı kabul etti ve üzümü yemeden önce BESMELE çekti. Üzümü getiren köle Addas, Hristiyan idi. Bu esmeleyi işitince şaşırdı.

Addas: “Yıllarca buralardayım. Kimseden böyle bir söz duymadım. Bu nasıl sözdür?” dedi.

Resulullah (sav) “Sen neredensin?”  buyurdu.

Addas (Ra):  “Ninovalıyım”dedi.

Resulullah (sav)  “Yunus Aleyhisselam’ın memleketindenmişsin.” buyurdu.

Addas (Ra): “Sen Yunus’u nereden tanıyorsun. O’nu, buralarda kimse bilmez.” dedi.

Resulullah (sav) “O benim kardeşimdir. O da, benim gibi peygamberdi.” buyurdu.

Addas (Ra):  “Bu güzel yüzün, bu tatlı sözlerin sahibi yalancı olmaz. Ben inandım ki, Sen Allah’ın Resulüsün.” dedi ve Müslüman oldu.

Addas’ın Hz. Peygambere (sav) ikramda bulunduğu bu bahçeye sonraki dönemlerde bir Mescit yapılmıştır. Mescid-i Addas, eski adı Vec vadisi olan Taif’in Mesna bölgesinde modern mimarisi ile hala ayaktadır.

Kaynak:

1- Hasan İbrahim Hasan, İslam tarihi,

2- Mustafa Sabri Küçükaşçı, Taif, DİA

Resulullah (sav) davasını Mekke’nin dışına taşımak ve müşriklerin uyguladıkları kötü muamelelerden, Müslümanların kurtulacağı bir yer bulmak umuduyla Taif seferine çıkmıştır.

TAYFİ ÜZÜMÜ, TAİF isminden gelmektedir. İsmi oradan almıştır.

En güzel üzüm çeşitlerinden bilinmektedir ve en fazla rağbet görülen üzüm çeşididir.

TAYFİ ÜZÜMÜ bizim bölgemizde de yetişmektedir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.