RİSALE-İ NUR’DAN SEÇMELER

Yayınlama: 08.12.2024
Düzenleme: 05.12.2024 16:18
A+
A-

İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi; Hâlık-ı Kâinatı tanımak ve O’na iman edip ibadet etmektir. (Şualar, yedinci şua)

*****

Her kim Hayat-ı faniyeyi esas maksat yapsa, zahiren bir cennet içinde olsa da, mânen cehennemdedir. Ve her kim h ve Hayat-ı Bakiyeye ciddi müteveccih ise, Saadet-i Dâreyne mazhardır. Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da, dünyasını Cennettin İntizar salonu hükümünde gördüğü için hoş görür, tahammül eder, sabır içinde şükreder.

(Sözler 8. söz)

*****

Senin, “Mesleğim haktır veya daha güzeldir.” demeye hakkın var. Fakat “Yalnız hak benim mesleğimdir.” demeye hakkın yoktur. (Mektubat, 22 mektup)

*****

Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tezellül edip minnet çekme, onlara temellük edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, onlardan korkup titreme. (Mektubat)

*****

Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lazım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir. En ehemmiyetli ve en elzem işler takdim edilecektir. (Sözler)

*****

İnsan bu âleme, ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. (Sözler)

*****

Bir insanın en başta elde etmeye çalıştığı ilim, iman ilmidir. İlimlerin esası, ilimlerin şahı ve padişahı, iman ilmidir. (Sözler)

*****

İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır? Küfür ise, insanı gayet aciz bir canavar hayvan eder. (Sözler)

*****

Ey insan! Aklını başına al. Hiç mümkün müdür ki: Bütün envâ-ı mahlukatı sana müteveccihen muavenet ellerini uzattıran ve senin hâcetlerine “Lebbeyk” dedirten Zat-ı Zülcelal seni bilmesin, tanımasın, görmesin? Madem seni biliyor, rahmetiyle bildiğini bildiriyor. Sen de onu bil, hürmetle bildiğini bildir. (Sözler)

*****

Hâlık-ı Rahman’ın ibadından istediği en mühim iş, şükürdür. Furkan-ı Hâkim’de gayet ehemmiyetle şükre davet eder. Ve şükür etmemekliği, nimetleri tekzip ve inkâr suretinde gösteriyor. (Mektubat)

*****

Şükrün mikyası (ölçüsü);  Kanaattır ve iktisadtır ve rızadır ve memnuniyettir. Şükürsüzlüğün mizanı; Hırstır ve israftır, hürmetsizliktir. Haram Helâl demeyip rastgeleni yemektir. (Mektubat)

*****

Mün’imi (Nimeti veren) düşünmek lezzeti, nimeti düşünmekten daha lezizdir.

(Mesnevi-i Nuriye)

*****

Nasıl şükür nimeti ziyadeleştiriyor; öyle de, şekvâ musibeti ziyadeleştirir. Hem merhamete liyakati selb eder. (Lem’alar)

*****

Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur?  (Sözler)

*****

Madem bir harf, kâtibini göstermeksizin olmaz. Sanatlı bir nakış, nakkaşını bildirmemek olmaz. Nasıl olur ki bir harfte koca bir kitabı yazan, bir nakışta bin nakşı nakşeden nakkaş, kendi kitabıyla ve nakşıyla bilinmesin? (Sözler)

*****

Sultan-ı Kâinat birdir, her şeyin anahtarı O’nun yanında, her şeyin dizgini O’nun elindedir. Her şey O’nun emriyle halledilir. O’nu bulsan, her maklubunu buldun. Hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun. (Mektubat)

*****

Size ve hayvanatınıza rızkı yetiştirmek için su semâdan geliyor. O suda, size ve hayvanatınıza acıyıp şefkat edip rızık yetiştirmek kabiliyeti olmadığından; su gelmiyor, gönderiliyor demektir. (Sözler)

*****

Her şey kader ile takdir edilmiştir. Kısmetine razı ol ki rahat edesin. (Mesnevi-i Nuriye)

*****

Allah’ı tanımayanın, dünya dolusu bela başında vardır. Allah’ı tanıyanın dünyası nur’la ve manevi sûrurla doludur. (Lem’alar)

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.