KURBAN ETİ TÜKETİMİNDE GÖZÜMÜZDEN KAÇANLAR

KURBAN ETİ TÜKETİMİNDE GÖZÜMÜZDEN KAÇANLAR
Yayınlama: 13.06.2024
Düzenleme: 12.06.2024 00:47
A+
A-

Müslüman toplumların en önemli manevi dinamiklerinden olan Kurban Bayramı, zengin ile fakir arasındaki uçurumun kapanmasında çok önemli bir role sahiptir. Kurban Bayramı vesilesi ile kardeşlik bağları bir defa daha sağlamlaştırılır. Çünkü Allah (CC) emrettiği için kurban kesen kişiler, kurban etini başta fakirler, yetimler, öksüzler olmak üzere ihtiyaç sahiplerine dağıtırlar ve aynı zamanda akraba ve arkadaşlarına da ikram etmek suretiyle dostluk ve kardeşlik bağlarının güçlenmesine vesile olurlar.

KURBAN KESİMİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

Kurbanlık hayvanların mümkünse veteriner kontrolünde ehil olan kişiler tarafından kesilmesi önemlidir. Çünkü Kurban kesildikten sonra etin ve sakatatlarının hastalık unsurlarını barındırıp barındırmadığının bilinmesi oldukça önemlidir. Bunun için hayvanların veteriner kontrolünde kesilmesi gerekir.

Mesela, hayvan kesildikten sonra öncelikle karkası genel bir inceleme ile muayene edilerek verem vb. hastalığa sahip olup olmadığı belirlenir. Her böyle bir durum varsa, etin imha edilmesi gerekir.

Diğer bir muayene şekli ise karaciğer ve akciğer gibi sakatatların ellere lastik bir eldiven giyilerek incelenmesidir.  Eğer bu iç organlarda çıplak gözle görülebilen büyüklükte sulu kesecekler mevcutsa, bunların da imha edilmesi gerekir. Çünkü bu sulu keseciklerin içinde kist hidatik denilen parazitler bir hastalığın larva (kurtçuk) denilen şekilleri vardır. Bu larvalar ancak mikroskopla görülebilir.

HASTALIK ETKENİNİ KÖPEKLER TAŞIR

Eğer sulu kesecik barındıran bu iç organlar rastgele çevreye atılırsa, bunlar köpekler tarafından tüketilir ve onların ince bağırsaklarında ergin fert haline gelirler.

Köpeğin bağırsaklarındaki ergin ferlerin oluşturduğu yumurtalar köpeklerin dışkıları vasıtasıyla dış ortama bırakılır. Bu yumurtalar nemli ortamlarda bir yıl canlı kalabilirler. Etraftaki çeşitli otlara ve sebzelere bulaşabilirler. O bölgede ot yiyerek beslenen koyun, keçi, inek, sığır, deve gibi hayvanların kist hidatik yumurtaları ile bulaşmış otları yemeleri sonucu karaciğer, akciğer  gibi organlarına yerleşerek çok ciddi sağlık problemlerine sebep olabilmektedir.

Bu yumurtalar, çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzeler ve kirli içme suları vasıtasıyla insanlara da geçebilir.

Diğer taraftan da bu hastalık etkeninin köpek dışkıları ile doğrudan veya dolaylı olarak temas halinde olan insanlara da bulaşması mümkündür. Bu sebeple köpekleri sevmek maksadıyla kucağımıza almak da önemli risktir. Çünkü köpeğin tüyleri arasında yerleşmiş olan dışkı kalıntıları içindeki parazit etkeni olan yumurtalar solunum yoluyla vücudumuza girebilir. Aynı şekilde çiğ olarak tükettiğimiz marul, maydanoz, nane, roka, ıspanak gibi sebzelerin iyice yıkanmadan tüketilmesi halinde de bulaşma mümkün olabilir.

Benzer durum köpek dışkıları ile kirlenmiş Park ve bahçelerde oynayan çocuklar için de geçerlidir. Ellerimizi iyice yıkamadan sofraya oturduğumuzda veya yıkanmamış meyve ve sebzeleri tükettiğimizde bu hastalık etkeni vücudumuza bulaşabilir.

Bu nedenle Peygamber Efendimizin bize emrettiği gibi yemekten önce ellerimizi yıkamamız gerekir. Böylece bir taraftan Allah’ın Elçisinin sünnetine ittiba ettiğimiz için ibadet sevabı kazanırken diğer taraftan da sağlığımızı korumuş oluruz.

KİST HİDATİKİN SEBEP OLDUĞU HASTALIKLAR

Kist hidatik etkeninin yumurtaları vücudumuza alınırsa, karaciğer, akciğer ve beyne yerleşebilir. Bu organlarda sulu kistler oluşturur. Kist hidatik denilen paraziter hastalık, sinir sisteminde görülürse, klinik etkiler çok belirgin hale gelir. Kistin beyinde bulunduğu yere göre baş ağrısı, görme bozukluğu görülebilir.

Kemik iliğine yerleştiğinde, bilhassa kol ve bacak kemikleri zayıflar ve kırılgan hale gelir. Omurgada olursa sırt ağrısı görülür.

Tüm olguların yüzde 50-70’i karaciğerde olmaktadır. Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında, ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirtiler görülebilir. Kistin karaciğerdeki çevre dokulara mekanik baskısı sonucu tıkanma sarılığı, siroz, portal hipertansiyon görülebilir. Genelde kist yavaş yavaş büyürken salgılarının kana karışması sonucu kaşıntı, ödem, astım gibi alerjik belirtiler de görülebilmektedir. Kist bazen akciğerlere de yerleşebilir. Bu durumda öksürük, ateş, göğüs ağrısı, ağızdan kan gelmesi ve apse gibi ikincil bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilmektedir.

Peritonda (karın zarına) yerleşirse, sindirim sistemi yakınmaları ve karın ağrısı gibi şikayetler görülebilir. Bazı durumlarda kalbin bilhassa sol karıncık bölgesine de yerleşebilir. Bu durumda kalp kapakçığı bozuklukları, perikardiyal bozukluklar (kalbi saran zar ile ilgili rahatsızlık) aritmi gibi belirtiler oluşabilir.

Hastalık etkeni genellikle küçük yaşlarda alınır. Ve erişkin yaşlarda ortaya çıkar. Hastalığın teşhisi başlangıçta oldukça zordur. Teşhis edildiğinde, mutlaka cerrahi müdahale ile ilgili organdan kistin temizlenmesi gerekir. Kist Hidatik (Hidatidozis, Kistin ekinokokkozis,  KE) insan ve hayvan sağlığının yanı sıra, sebep olduğu ekonomik kayıplar nedeniyle de dünyanın pek çok bölgesinde ve ülkemizde Halk sağlığı problemi olarak önemini koruyan bir paraziter  hastalıktır. Bu hastalıktan korunmak için üretilmiş bir aşı yoktur.

Kurbana ait sakatatların sağlıklı olup olmadığını anlamak için yapılan bir diğer muayene şeklinde ise, karaciğerdeki safra kanalları eldiven giyilerek bıçak yardımıyla açılır ve bu kanallar sıkıştırıldığında kanalların içindeki sıvı dikkatlice incelenir. Eğer bu sıvı içinde karaciğer kelebeği denilen bir parazit varsa çıplak gözle görebiliriz. Bu durumda da karaciğer imha edilmelidir.

Kurban etlerinin mutlaka iyi pişirilerek tüketilmesi gerekir. Etler çiğ olarak tüketildiğinde, eğer ette tenyaların (bağırsak şeritleri) larva denilen kurtçukları varsa sindirim sisteminde bilhassa bağırsaklara yerleşirler. Sindirilmiş besinlerimize ortak olurlar ve metrelerce (yaklaşık 12 metre) uzayarak bağırsakları tıkayabilirler. Böyle bir durumda da cerrahi operasyon gerekir.

HASTALIK BULAŞMAMASI İÇİN NELER  YAPILABİLİR?

Aşağıda sıraladığımız şu tedbirleri uygulayarak riski en aza indirmek mümkündür:

1-Hayvan kesim yerlerinin kesinlikle veteriner kontrolünde olmalı.

2-Köpeklerin parazitle enfekte olmalarının önlenmesi gerekir. Bunun için de hastalık etkenine sahip olan sakatatlar köpeklere verilmeyip, imha edilmelidir.

3-Okullarda, camilerde, yurtlarda, kışlalarda vb. yerlerde bu konuda normal zamanlarda ve bilhassa Kurban Bayramı öncesi eğitimler verilmeli. Bilgilendirici kamu spotları ile halk aydınlatılmalı.

4- Lokantalarda yemek hazırlayan aşçı ve garsonların da bu konuda eğitilmesi önemlidir.

5-Temiz olmayan suların içilmemesi, çiğ tüketilen sebze ve meyvelerin tüketiminden önce iyice yıkanması gerekir.

6-Etlerin çiğ olarak tüketilmesi sakıncalıdır.

7-Toplumun her kesimine, yemeklerden önce ellerimizi yıkama alışkanlığının kazandırılması lazımdır.

8-Köpeklerin, sebze bahçeleri, çocuk oyun bahçeleri ve parklarda dışkılamaları önlenmelidir.

KİST HİDATİKİN HAYAT DÖNGÜSÜ 

Kurbanlık hayvanın sulu kesecek barındıran iç organları rastgele çevreye atılırsa, bunlar köpekler tarafından yenildiğinde, onların ince bağırsaklarında Ergin fert haline gelirler. Daha sonra köpeklerin dışkıları vasıtasıyla dış ortama yayılır. O bölgelerde ot yiyerek beslenen koyun, keçi, inek, sığır, deve gibi hayvanların kist hidatik yumurtaları ile bulaşmış, otları yemeleri sonucu karaciğer, akciğer gibi organlarına yerleşerek çok ciddi sağlık problemlerine sebep olabilirler.

Hastalık taşıyıcı durumundaki köpeklerin sebze bahçeleri, çocuk oyun bahçeleri ve parklarda dışkılamaları sonucu kist hidatik diğer hayvanlara ve insanlara bulaşır.

Sağlığımız açısından çok önemli kuralları okumanız dileği ile sağlıklı, mutlu, huzurlu,

bereketli ve barış içerisinde nice bayramlara…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.