HOŞ GELDİN RAHMET KAPISI,
HAK KAPISI…
Kat bizi, yoğur bizi,
Yeniden doğur bizi…
Hoş geldin Ramazan…
Bir ömre bedel ay, Hoş geldin…
Topyekün yoğur bizi.
Kim Bilir kaç yıl oldu dünyamıza teşrif edeli. Şimdi bir sızı var içimizde, eriştik ama sonunu getirebilecek miyiz?
2 milyar insanı bir sofranın etrafında buluşturdun. Aynı emrin etrafında buluşturdun. Yüreklerimizi ilahi aşkla tutuşturdun Ya Şeh-i Ramazan… Şükür ki geldin. Hoş geldin…
Çocuk ayrı sevinir, gençler ayrı, ihtiyarlar ayrı. Sen herkesin sevdiği, gönülden özlediği ve beklediği aziz bir misafirsin. Dünyamıza, şehrimize, sokaklakrımıza, evimize, kalbimize hoş geldin…
Bu kapılardan oruçla bir kere geçti mi insan, tadına vardı mı, daha tutamaz onu kimse; kanatlanır da gider artık. Şaşırmak mı? Ağlamak mı? Yürek yangınlarına yakalanmak mı? Ne varsa hepsi Ramazan’la ve oruçla başlar. İçimizdeki çocuğu uyandırmak, geçmiş o eski, güzel günleri bir bir hatırlamak, eskimeyen Ramazanların da hatırını sormak, oruçları, iftarları, sahurlarıyla… Anlatmalıyız evlatlara, torunlara o eskimeyen güzellikleri..
sahurlarıyla o eskimez güzellikleri…Onlara da öğretmeliyiz dünden bugüne güzel hatıralar biriktirmeyi. En iyinin ortaya çıkma zamanıdır. İçimizdeki o en iyinin, o en güzel kul olmanın, o en fedakarın açılma vaktidir.
Yorulmayan atların, küheylanların ortalığa çıkma zamanıdır. Hiçbir rakamın sevabını saymaya ve yazmaya yetmeyeceği, her anı bir ömür kadar değerli olan ay, Hoş geldin.
Şimdi bir aylık uzun bir koşu zamanıdır. Mükafatı içinde saklıdır. Hiç kimseyi kırmamalı ve üzmemeliyiz. Kırdıysak, helalleşmeliyiz. Son defa arı duru bir ruhla Ramazan’a “Merhaba” demeliyiz. Bir çocuk safiyeti içinde semaya doğru açılsın ellerimiz. Yıldız yıldız, ışıl ışıl kelimelerle şükredelim. Hiç kimsenin veremeyeceği bu mutluluğu bize bahşeden Rabbimize hamd edelim. Gündüzlerini nimet, geceleri ganimet bilerek, bir anı diğer anına benzemeyen bu mübarek ayın her anına kulluğun imzasını atmanın şuuruyla, kadrini kıymetini bilenlerden eyle bizi yâ Rab!
Hoş geldin Kerim ayı.Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı, şeytanların bağlandığı mübarek ay, Hoş geldin…Her şeyi yapamayan, hiçbir şey yapamaz. Belli ki, her şeyin Rabbi ve sahibi olan Rahman’dan armağansın sen bize.
Emanetine sahip çıkmaya çalışacağız inşaallah. Arındır, yıka, ak pak eyle bizi.
Bizi bağrına basmak üzere geldin ey ay parçası. Güzeller güzeli…Mevsimlerin en güzeli. Ramazan hoş geldin. Cennet kokularıyla geldin. En güzel armağanları getirdin. Kimden? Rahman olan Rabbimizden…
Haberler, müjdeler getirdin. Ömrü bitmek üzere olan, hayatını boş yerlerde harcayan nice kalbi kırıkların ümidisin sen. Bir yıldır seni bekliyorduk, gün sayıyor, yollarını gözlüyorduk. Bir ömre bedel ay hoş geldin…
Sen uzakta olanların da ümidesin. Yakında duranların da. Rabbim, bir meyil, bir şevk İhsan ederek, tutup çeksin iklimine doğru bizleri ey Mübarek ay, ey Mübarek Ramazan… Hoş geldin bir ömre bedel ay. Bir kul olarak yeniden doğur bizi. Onu bekliyoruz senden. Manevi bir ameliyat bekliyoruz, Hayata, ebedi bir hayata başlar gibi yeniden… Sen, Kelam-ı Kadim’in Kur’an-ı Azimüşşan’ın indiği, gönderildiği mübarek Aysın. İçinde hazineler gizli, hazinelerin en değerlisi gizli.
Çöplükte eşelenenler, camı elmas zannedenler ah bir bilseler, ne müjdeler var sende. Bu nimete düşman çok. Eşkıyalar yolumuzu kesmeden, şeytanların bile bağlandığı bu mevsimi fırsat bilerek yepyeni bir çağa seninle adım atmak istiyoruz. İnsanlar, Müslümanlığa yeniden bir armağan olarak gelen, gönderilen Mübarek Ramazan,
hoş geldin…
Bin aydan hayırlı olan aysın.
HOŞ GELDİN…