GÜZEL GÜNLER YOLA ÇIKMIŞ GELİYORLAR

Yayınlama: 17.10.2024
Düzenleme: 13.10.2024 13:40
A+
A-

Gezdim Diyar Diyar.

Dolaştım çiçek çiçek.

Süzdüm yudum yudum.

Renklerin, kokuların en hasını sundum sana.

Ey insan, uyansana.

Oysa ben şafakla uyandım.

Ne bahçeler geçtim, ne dağlar aştım.

Sadece ballar değil, çiçek çiçek dualar da getirdim sana.

Ey insan!  Uyansana…

Hâlâ  melâl içindesin, üzgünsün.

Hâlâ düşünmüyorsun, düşünemiyorsun.

Bunca nimet içinde yüzdüğünü niye göremiyorsun?

Bahanen ne senin?

***

Bir an..

Üç günlük ömrünü adamış sana.

Sen ne yapıyorsun peki.

Bunca ümidin, şevkin ve hizmetin içindesin.

SULTANLAR  gibisin.

HAYAT doğru bir hayatın içindesin.

Ama sen, hâlâ firardasın, kayıplardasın.

Görevinden uzaklardasın.

Sanki seni bilen yok. Sesine kulak veren yok.

Sanki sana değer veren yok sanıyorsun.

Nedir bu sitem? Nedir bu naz?

Aldanma kalabalıklara.. Bakma onların çokluğuna…

Yolu kalabalıklar değil, yaradan belirler. Bir kişi dahi olsa hak yolunun yolcusu, o kişi çoktur.

Bakma etrafının çok değişken olduğuna.

Unutulmuş değilsin. Asla ihmal edilmiş değilsin.

***

Her çiçeğin açma vakti var.

Her kuşun uçma vakti var.

Herkesin hayata uyanma vakti var.

Vaktin geliyor artık uyansana.

Senin suyunun kaynama derecesi farklı, o kadar.

Kimi 100 derecede, kimi 1000 derecede kaynar.

Unutma, üzerine sadece rahmet değil, ümitler de yağar.

Sen arkanı dönünce kayboluyor onlar, kapanıyor kapılar.

Belki de sana öyle geliyor.

Bak, Güneş dokunuyor omuzuna.

“Sana en güzel ışıkları getirdim” diyor.

Hamd etsene, şükretsene Yaradan’a!

Bak, hâlâ rengi solmuş gözlerinden manzaralar sunuyor sana.

Hamd etsene, şükretsene Yaradan’a!

Her şeye yakın olan kalbin, Yaradan’a yakın olmayınca, başlıyor işte bitmek bilmeyen dertler…

Bak, ne diyor bir türküde:

“Neylersin de elin gülün ararsın

Sana has bahçede bunca güller var..

Eğilip de her çeşmeden su içme

Sana ab-ı hayat bunca göller var.”

Kurumuş dudaklar bir yudum suya hasret

Ya kurumuş gönüller neye hasret?

Kalbini yokladın mı hiç? Yerinde mi?

Kalbin saati çalışıyor mu? Tık tık atıyor mu?

“Allah” de hemen…

Güncelle bakalım hayatını

Hani güngörmüş insanlar vardır ya. Severim söylediklerini.

Nasıl onlar birden “Allah” derlerse,

Sen de öyle “Allah” de…

Boz bakalım şeytanın oyununu.

Gözünün önüne serilen gri- siyah tabloları değiştir bakalım. Bir cümleyle beyaza boya. “Buna da takatim yok” deme artık.

Her dil bir değil, her göz bir değil, her gönül bir değil.

Ancak onunla olan gönül birdir, göz birdir, “Allah” diyen dil birdir.

Kendisini içine, kozasına hapsetmekte çok mahirdir insan.

DÜN dualarına cevap veren, bugün de veriyor.

Sen istemeden dünyayı ve içindekileri sana veren Allah.

Sen istedikten sonra neler vermez ki!…

***

Mızıldanmayı bırak.

Unutulmuş değilsin.

Dün de bugün de hep onun tasarrufundasın.

Her nefes, her an O’nun himayesi ve inayeti altındasın.

Yağmurdan saçakların altına sığındığın gibi.

Sığın şimdi de O’nun rahmet deryasına. İltica et. Sen de mülteci ol.

Sığın O’na. Rahmeti yâr olsun sana.

***

BAZEN öyle darlanır ki insan: “bitsin bu hayat.” der.

Eee, zaten bitecek.

İstesen de bitecek, istemezsen de.

Nedir bu sitem? Nedir bu naz? Kime? Neden?

Kalbin duası, ümid’in nağmesidir.

Solmuş bir çiçeğe benzetmeye hakkın yok hayatını.

Güz gülleri gibi de değilsin, hiç sevilmemiş de değilsin.

Kendi kendine bozgun akşamları hazırlama.

Şeytan kazdığı kuyuya, bırak kendisi düşün, sen düşme…

 

SEN İSTEMEDEN DÜNYAYI VE İÇİNDEKİLERİ SANA VEREN ALLAH,  SEN İSTEDİKTEN SONRA NELER VERMEZ Kİ!…

Nefsine uyma… Şeytana kulak asma…

Kalk, elini yüzünü bir yıka da aynaya bir bak, dilinde bir güzel duayla:

Ya Rab!  Affeder misin beni?”

Her şeyin değiştiğini ve değişeceğini gör.

UNUTULMUŞ, oraya buraya savrulmuş biri değilsin sen. Ayaklar altında ezilen bir yaprak değilsin sen.

Kâinatın gözbebeğisin sen.

Eşrefi mahlûkatsın sen…

Hangi halde olursan ol, Allah’ın kulusun sen.

Acaba bunun farkında mısın?

Hiçbir şeyi kaçırmış, hiçbir şeyi kaybetmiş değilsin.

Senin yaşadığın hali, milyonlar yaşıyor.

Çıkmazlardan olanlar da çıkıyor.

Önemli olan, düştüğü kuyudan çıkabilmesidir insanın.

Uzanan Rahmanî ipe el atabilmesidir.

Hâlâ yaşıyorsan, nefes alıyorsan, konuşabiliyorsan, ümit var.

Hem de kâinat kadar ümit var.

Çünkü ümidi yaratan var.

“Allah” var…

Böyle güzel bir ümidi Kur’an’ın ışığında kalbimize koyduğu için Rabbimize hamd ederiz. Peygamber Efendimize de salat-u selâm ederiz.

***

Burası dünya, burada işler hep yarımdır.

Sen üzerine düşeni güzelce yap yeter.

Bir gün yarım kalanı senin adına tamamlayan çıkar.

Merak etme, sen görevini güzelce yap yeter.

Unutma; tüm çiçekleri koparsalar da bahar’ın gelmesini asla engelleyemezler.

Bahar’ın yakındır, Şafakla uyanma zamanıdır.

***

Senin için yazıldı bu yazı.

Senin için kaleme alındı.

Oturup bir kenarda okuyup ağlayasın diye. Gözyaşların sel olsun diye.

Bu yazı senin olsun diye.

Kalbine yakın olasın diye…

Biliyorsun, kalbine yakın olan, Rabbine yakın olur.

Kendini hapsettiğin o zindandan çık artık.

Bak, birazdan ayakların yere basmayacak.

Koşacaksın engin maviliklerde, bir arı gibi uçacaksın çiçekten çiçeğe.

Bir kuş gibi konacaksın daldan dala.

Bir bulut olup koşacaksın kuruyan topraklara.

YAĞMUR olup, rahmet olup yağacaksın kuruyan dudaklara.

Haydi bakalım, sitemi, nazlanmayı bırak; yapacak çok işimiz var.

İmdadına koşulacak daha çok insan var. Gebersin ye’is, yaşasın ümit!

Ölsün ye’is, yaşasın ümit!

Ümit bir daldır.

İnsan, o dalda şakıyan bir kuştur.

Kuş kuşu çağırır, bir araya toplanır.

Aynı dertten muzdarip olanlar seni bulacaktır.

Sen de bu halinle onlara ümit şarkıları söyleyeceksin.

Sen yalnız kendi derdini düşünme; nice gönüller var senin gibi belki senden eter… Onlara ulaşmak sana da iyi gelecek.

Zafer sana ulaştı, sen de Zaferle onlara ulaş

Haydi bakalım, kendi kozasından çıkmak istemeyen daha niceleri var.

Bul onları. Bulalım BATMAN GAP GAZETESİNDE  onları.

Gidemediğimiz yere bırakalım o gitsin.

Giremediğimiz bir gönüle bırakalım o girsin

***

Ümidin şarkısını söylemeye var mısın?

İşte iman böyle bir nimettir.

İşte imanın içinde ne ümitler var.

Kırıntısı bile onun, koca dünyaya değer. Bir damlası kâinata bedeldir.

Haydi bakalım, nura, ışığa çağrılacak daha nice gönüller var.

ONLARA bir ışık da sen tutuver.

Haydi bakalım.

Bir gönüle daha zaferle girelim.

Bir adım atsak nice kapılar açılacak.

Nice bekleyenler var.

Bir adım atsak çabucak ulaşılacak…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.