Bir cuma sabahı, Allah’a karşı
Malazgirt’te Ellidörtbin er
Ellidörtbin er, Ellidörtbin er
Söylemişler en güzel marşı.
Allahu ekber, Allahu ekber.
Allahu ekber, Allahu ekber.
Resulullah (sav)buyurdular:
“Allah bu ümmete, zayıfların duası, namazları ve ihlasları sebebiyle yardım eder.”(Nesâî-i Cihâd 43)
Gönlü Rabbi ile beraber olan Sultan Alparslan,1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi’ne girmeden önce bembeyaz elbiseler giydi ve; “Bu benim kefenimdir!” dedi.
Yani kendini Cihan şöhretine değil, hâlis bir iman vecdiyle şehitliğe hazırladı. Askerine, harbe girmeden önce şu veciz olan şöyle bir konuşma yaptı:
“Ya Muzaffer olur gâyeme ulaşırım; ya da şehit olarak cennete giderim. Sizlerden beni takip etmeyi tercih edenler takip etsin. a
Ayrılmayı tercih edenler, gitsinler! Burada emreden Sultan ve emredilen asker yoktur. Zira bugün ben de sizlerden biriyim. Sizlerle birlikte savaşan bir gaziyim.
Beni takip edenler ve nefislerini yüce Allah’a adayarak şehit olanlar, Cennete; sağ kalanlar gaziliğe kavuşacaktır. Ayrılanları ise, ahirette ateş, dünyada da rezillik beklemektedir.”
Cenab-ı Hak (CC) Onun bu ihlasına karşılık, Sultan Alparslan’a kendi ordusundan beş kat daha kalabalık bir ordu karşısında zafer nasip etti.
O kalabalık ordusuyla Romen Diyojen mağlup edildi.
26 Ağustos Malazgirt destanı’nı unutmayalım ve unutturmayalım.
Çünkü bugün buradaysak o gün yapılan şanlı cihadın meyvesidir bu.
O günlerden bugüne tüm Kahraman şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Ruhları Şad, Kabirleri Nur, Mekanları Cennet, Makamları Ali olur inşallah!