Arife çiçekleri mi?
Cır cır öten bayram böcekleri mi? Evet evet! Tam da bayram gelmişken arife çiçeklerinden söz etmemek olur mu hiç?
Bizim minik evlatlar her dönemde bahtiyar olsun!
Osmanlı Devleti’nin asırlar boyunca bitmeyen geleneklerinden biri de Arife Çiçekleri!
Kelimelerle tarif edilemez bir çocuğun bayramlığı…
Yatağımızın başucunda beklerdi o güzel kıyafetler.
Aynı heyecanı, aynı coşkuyu hala hissediyoruz!
“O eski bayramların tadı mı kaldı diyenler” belki de bayramları yaşamak istemediklerindendir…
Oysaki insan her yaşta çocuk, bayram her zaman ilk günkü gibi!
Heyecanla kalktığımızda ilk önce bayramlıkları arar gözlerimiz.
Gelecek ve dünya için umuttur bana göre.
Ütülenip özenle yerleştirilen bayramlık kıyafetlerimiz bütün gece aklımız kurcalayıp dururdu ve bizler yeni kıyafetlerimizle geçireceğimiz bayram gününü hayal ederken uykuya dalardık.
Osmanlı’da da bayram öncesi yapılan bayramlık alışverişlerini iple çekerdi çocuklar.
Aileleriyle birlikte bayram alışverişini tamamlayan çocuklar heyecanla evlerine giderdiler.
Osmanlı çarşılarını tatlı bir telaş ve kalabalık sarardı…
Rengarenk akide şekerleri, lokumlar, kolonyalar kahveler!
Osmanlı zamanından bu yana mübarek bayramları en sevinçli karşılayanlar hiç şüphesiz çocuklar olmuştur.
Bayrama birkaç gün kala bayramlıklarını özenle giyinirlerdi…
Komşuları ve esnafları gezer gönüllerinde yaşattıkları o muazzam hissiyatı onları da yaşatmaya ve yansıtmaya çalışırdılar.
Ne mutlu çocuk olana…
Ne mutlu çocukla, çocuk olabilene!
Onların bu davranışı bambaşka bir atmosfer meydana getirirdi.
Aslında bir anlamda da mübarek bayram gününün gelişini haber verirdi.
Sokaklarda, caddelerde, mahallelerde bayramlıklarıyla neşe saçan çocuklara ‘arife çiçeği’ denilirdi.
Çünkü büyüklerin sevgisini kazanmanın heyecanı bambaşka bir şeydi!
Bu güzel arife çiçekleri, çiçek tazeliğinde bayram neşesi ve bereketi getirirlerdi bulundukları yere.
Arife Çiçeği tabirinin kullanılması ise bu güzel çocukların neşeyle, coşkuyla sokakları cıvıl cıvıl hale getirmelerinden kaynaklanıyordu.
Hatta bazen çocukları tatlı tatlı kızdırmak için “arife çiçeği, bayram böceği” de deniliyordu.
Peki yetim ve öksüz çocuklar? Onlar arife gününde hiç çiçek açmaz mıydı?
Elbette evlatların mutluluklarıyla, mutlu olmak isteyen hayır sahipleri vardı…
Onlar hiçbir zaman kim olduklarını açığa çıkarmadan çocukların bayramlıklarını sessizce kapılarının önüne asıp, çabucak uzaklaşıverirlerdi.
Kapının kolunda asılı bayramlıkları gören çocuklar da diğer arkadaşları gibi hiç vakit kaybetmeden kıyafetlerini giyer ve sokağa çıkarlardı.
Hiçbir ayrım olmazdı Osmanlı’da…
Bütün çocuklar aynı bayram coşkusunu ve aynı neşeyi yaşarlardı!
Ramazan Bayramımız mübarek olsun!
Tuttuğunuz oruçlar dergâh izzetinde makbul olsun.
Her birinizin evinde bulunan arife çiçeklerine de selâm olsun.