BATMAN’I SARMALAYAN İSRAF VEBASI

Batmanımız, bereketli toprakları ve sıcak insanlarıyla olduğu kadar, ne yazık ki israfın pençesinde kıvranan bir şehirdir. Tıpkı çölün ortasında bir vaha gibi yeşeren bu toprakları, bilinçsizce tüketerek kurutmaktayız.

Suyun damlasını, ekmeğin kırıntısını, enerjinin her bir parçasını sanki sonsuzmuş gibi harcıyoruz. Oysaki bu kaynaklar, gelecek nesillere emanet edeceğimiz en değerli hazinelerdir.

İsraf, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküştür. Toplumumuzda görülen bu hastalık, gönüllerimizdeki şefkati ve merhameti de kurutmaktadır.

Bir damla suyun kıymetini bilmeyen, bir lokma ekmeği çöpe atan bir toplum, nasıl güçlü bir geleceğe adım atabilir ki?

Tıpkı bir ağacın kökleri gibi, israfın temelinde de açgözlülük yatar. Ancak bu açgözlülük, üzülerek belirmek gerekir ki toplumun tüm damarlarına yayılarak bir kültür haline gelmiştir.

Tıpkı bir virüs gibi bulaşan israf, çocuklarımızın geleceğini de tehdit etmektedir.

Ebeveynlerinden sadece tüketmeyi öğrenen çocuklar, önlem alınmazsa gelecekte de aynı döngüyü sürdürmeye maalesef mahkûmdur.

İSRAFIN YÜZLERİ: ENERJİ, SU, GIDA VE DAHA FAZLASI

İsraf sadece su ve gıda ile sınırlı değil. Kaçak elektrik kullanımı, enerji kaynaklarının israfı anlamına gelir. Bu durum hem ülke ekonomisine zarar verir hem de gelecek nesillerin enerji ihtiyacını karşılamada zorluk yaşamasına neden olur.

Batman’ımızın en temel ihtiyacı olan içme suyu, tarımda bilinçsizce kullanıldığında hem su kıtlığına hem de insan sağlığını tehdit eden bir duruma dönüşmektedir.

İçme suyu, geçmişimizden bize miras kalan en değerli hazinelerden biridir. Tıpkı atalarımızın bize emanet ettiği topraklara nasıl sahip çıkıyorsak, su kaynaklarına da aynı özeni göstermeliyiz. İçme suyunu tarımda bilinçsizce kullanmak, gelecek nesillere borcumuzu ödeyememek demektir. Onlara çorak topraklar ve kirlenmiş sular bırakmak, vicdanen kabul edilemez bir durumdur.

Bazı çiftçilerimizin, bu durumun hem kendileri hem de gelecek nesiller için bir zulüm olduğunu anlamaları ve su kaynaklarına sahip çıkmaları gerekmektedir.

Özellikle tarım alanında suyun verimsiz kullanımı, su kayıplarına neden oluyor. Damla sulama gibi modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması, bu sorunun çözümünde önemli bir adım olacaktır.

Unutmayalım ki, su sadece bir sıvı değil, aynı zamanda yaşamın kaynağıdır.

Belediyemiz, yaz aylarında yaşanabilecek su sıkıntısına karşı şimdiden önlem alarak, tarımda içme suyunun kullanımını yasaklamalı ve çiftçilerimizi baraj sularını verimli kullanmaya teşvik etmelidir.

Gıda israfı ise sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda açlık çeken milyonlarca insanın hakkına tecavüzdür. Bir lokma ekmeği çöpe atmak, bir başkasının karnını doyurma fırsatını kaçırmak demektir.

Dün akşam, artık yemeklerimizi çöpe atarken içimde tarifsiz bir acı hissettim.

Bir yanda buzdolabımızda fazlalık, diğer yanda dünyanın bir köşesinde açlıktan kırılan milyonlarca insan!

İstatistiklere göre dünya genelinde her yıl üretilen gıdaların üçte biri çöpe atılıyor.

Bir lokma ekmeği çöpe atmak, sadece bir gıda maddesi atmak değil, aynı zamanda bir vicdan borcunu ödeyememe demektir.

Evet, gıda israfı, sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda bir insanlık suçudur. Bir başkasının karnını doyurabilecekken çöpe atılan her lokma, vicdanlarımızı yaralıyor.

Batman gibi bereketli topraklara sahip bir şehirde yaşayan bizler, bu konuda daha duyarlı olmalıyız. Artık yemekleri saklamak, küçük porsiyonlar hazırlamak veya gıda bankalarına bağış yapmak gibi basit adımlarla gıda israfını azaltabiliriz.

Sofralarımızdaki bereketi paylaşmak, sadece bir iyilik değil, aynı zamanda insan olmanın gereğidir.

ŞEHRİN NABZI, TOPLU TAŞIMA İLE ATIYOR…

Batman Valisi ve Belediye Başkan Vekili Ekrem Canalp Bey’in vurguladığı gibi, Batman’ın gelecekteki ulaşım planlaması, şehrimizin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarını kapsayacak şekilde geniş bir perspektifle ele alınıyor. Son model, konforlu ve engelli vatandaşlarımızın da rahatlıkla kullanabileceği toplu taşıma araçlarıyla donatılan şehrimiz, modern bir görünüm kazanıyor.

Şehir, kocaman bir vücut gibidir. Toplu taşıma, bu vücudun kan damarlarıdır. Özel araçlar ise bu damarlarda tıkanmalara yol açan pıhtılardır. Ne kadar çok özel araç olursa, damarlarımız o kadar tıkanır ve vücudumuz yani şehrimiz hasta düşer.

Toplu taşıma yerine özel araç kullanımı, hem trafik sorununu büyütür hem de hava kirliliğine neden olur. Bu da hem bireysel sağlık sorunlarına hem de şehir ekonomisine zarar verir.

Trafik sıkışıklığı, hava kirliliği gibi hastalıklar, şehrin bağışıklık sistemini zayıflatır. Toplu taşıma araçlarını tercih etmek ise, şehrin damarlarını temizleyerek onu daha sağlıklı hale getirmek demektir.

BİR ÖNERİ/HATIRLATMA…

Şehrimizin kalbinin attığı toplu taşıma sistemimizde, özellikle 18 numaralı (BELEDİYE-YENİ ADLİYE-MEMURSEN TOKİ) hat üzerinde yaşanan yoğunluk, bekleme süreleri ve doluluk oranları vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olmaktadır. Bu hattın sefer sayısının artırılması, hem yolcuların daha konforlu bir seyahat deneyimi yaşamalarını sağlayacak hem de trafikteki araç sayısını azaltarak hem hava kirliliğini önleyecek hem de şehrimizin yaşam kalitesini artıracaktır. Yetkililerden bu konuya acil çözüm bulunmasını bekliyoruz.

Unutmayalım, toplu taşımayla yapılan her bir yolculuk, daha yaşanabilir bir Batman için attığımız küçük bir adımdır.

ÇÖZÜM BİZDE

Bu sorunların çözümü ise aslında çok basit: Bilinçli tüketim!

Her birimiz küçük adımlar atarak büyük değişiklikler yaratabiliriz. Suyu tasarruf etmek, elektriği dikkatli kullanmak, gıdaları planlı almak ve tüketmek, toplu taşıma araçlarını tercih etmek gibi basit alışkanlıklar, hem çevreyi koruyacak hem de ekonomimize katkı sağlayacaktır.

GELECEK NESİLLERE EMANET

Unutmayalım ki, bu dünya sadece bize ait değil. Gelecek nesillere de yaşanabilir bir dünya bırakmak zorundayız. Çocuklarımıza israfın zararlarını anlatmalı, onlara bilinçli tüketim alışkanlıkları kazandırmalıyız.

BATMAN’IMIZIN GELECEĞİ BİZİM ELİMİZDE

Batman’ımızın daha yaşanabilir bir şehir olması için hep birlikte hareket etmeliyiz. Belediyemiz, sivil toplum kuruluşları ve tüm vatandaşlar olarak bu konuda duyarlı olmalıyız. İsrafla mücadele etmek, sadece bir görev değil, aynı zamanda bir sorumluluktur.

Evet, Batman’ımızın bereketli topraklarını ve temiz havasını koruyabilmek için israfla mücadele etmek zorundayız. Unutmayalım ki, her damla su, her bir lokma ekmek ve her bir enerji birimi, geleceğimiz için çok değerlidir.

Gelin hep birlikte, Batman’ımızı daha yaşanabilir bir şehir haline getirelim.

Kalın sağlıcakla…