Batman Üniversitesi ‘Türkiye Yüzyılı Kapsamında Enerji ve Maden Alanlarında Cari Dengeyi Sağlamaya Yönelik Enerjide Katma Değerli Üretim ve Teknolojik Dönüşüm’ temasıyla bir çalıştay düzenlendi.
Batman Üniversitesi Merkez Kampüsünde düzenlenen çalıştaya; Rektör Prof. Dr. İdris Demir, Cihannüma Derneği Enerji ve Maden Çalışma Grubu Başkanı Mithat Cansız, STK ve kamu kurum müdürleri ile öğrenciler katıldı.
Rektör Demir, çalıştayın bir yıllık hazırlık sürecinin olduğunu ve hazırlanacak raporun ülkenin enerji politikasının geliştirilmesinde önemli bir kilometre taşı olacağını belirtti. Gabar’da yapılacak çalışmaların Türkiye’nin enerjiden kaynaklanan cari açığını azaltmada önemli rol oynayacağını, madenlerde yenilenebilir hidrokarbon temelli, ülkenin geleceğine ışık tutacak çalışmaları sistematik içerisinde, politika önerileriyle birlikte yürüteceklerini de ifade etti. Ayrıca çalıştaya gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ardından Enerji ve Maden Çalışma Grubu Başkanı Mithat Cansız, burada yaptığı sunum ve konuşmada, doğal gaz, petrol ve türevlerine verilen döviz miktarının ülkede oluşan cari açığın oluşmasında kaynaklı olduğunu belirtti.
“YILLIK 20 MİLYAR TON MADEN POTANSİYELİMİZ VAR”
Yer altı madenlerinin önemine değinen Cansız “Özellikle enerji ham maddelerinde yıllık 20 milyar ton gibi bir potansiyelimiz var. Ama her yıl 4-5 milyar dolar ithal kömüre para ödeyen bir ülkeyiz. Ortala 150-200 ton altın, özellikle son yıllarda 25-30 milyar dolar seviyesinde ödediğimiz bir emtiadır. Demirde yaklaşık 50-60 milyon ton gibi rezervimiz olmasın rağmen demir ve çelik sanayisinde rezerv ya da hammadde olarak yılda yaklaşık 1 milyar dolar kadarını ithal ediyoruz.”
“90 ELEMENTİN 77’Sİ ÜLKEMİZDE JEOLOJİK OLARAK ZUHUR EDİYOR”
Dünyada üretim ve ticarette konu alan 90 elementin 77’sinin Türkiye’de jeolojik olarak zuhur ettiğini ifade eden Cansız , “Her yıl dünyada en çok hurda demir ithal eden ülkeyiz ve bu neredeyse yılda 7-8 milyar dolar sadece hurdaya ithalat bedeli ödüyoruz. Bunları da gözettiğimizde demir, çelik, altın, kömür, bakır gibi ciddi bir şekilde cari açık verdiğimiz bir alan. Ama kromu cevher olarak sattığımızdan dolayı artıdayız. Bunlarla birlikte mermer, bor, soda külü gibi madenlerde yaklaşık 4 milyar dolar bizlere artısı var. Ülkemiz ortalamanın üstündedir. Dünyada üretim ve ticarete konu alan 90 elementin 77’si ülkemizde jeolojik olarak zuhur ediyor. Bunlardan belli kalemler olan mermer, bor, soda külü ve kromda dünya lideriyiz. Kamu, özel sektör ve STK iş birliğiler ve bilimsel metotlarla, stratejik bir metotla çalışmaktadır.” ifadelerini kulandı.
“DÜNYADA YENİ YARIŞ ALANLARI DEĞİŞTİ”
Maden açılmalarında ülkeye kazandırılan kazanları ifade eden Cansız, “Şu an dünyanın yeni yarış alanı yenilenebilir enerji, dijitalleşme ve yapay zekâ dediğimiz alanlarda gizli ve bunlarda madene yayalı alanlardır. Ülkemizde 2000 yılına kadar altın üretimiz sıfır olarak gözükmekte iken 2000 yılından sonra yapılan çalışmalarda bu rakam şu ana kadar 42 tona çıkmış durumdadır. Bu şekilde yer altında atıl olarak bırakılan ve 100 tonu tamamlısıyla 7-8 milyar dolar olan bir kaynağı ekonomiye kazandırılmıştır” şeklinde konuştu.
Çalıştayın sonunda, katılımcıların katkılarıyla bir sonuç bildirgesi hazırlandı. Bildirgede, Türkiye’nin enerji ve maden alanlarında cari dengesini sağlamaya yönelik öneriler yer aldı.
“Türkiye Yüzyılı Kapsamında Enerjide Katma Değerli Üretim ve Teknolojik Dönüşüm Çalıştayı”, Türkiye’nin enerji ve maden politikasının geliştirilmesinde önemli bir adım olarak değerlendirildi. Çalıştayda ortaya çıkan fikir ve önerilerin, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmada ve cari açığını kapatmada önemli rol oynaması bekleniyor.