BATMANLILIK VE AİDİYET SOSYOLOJİSİ

Yayınlama: 08.04.2025
A+
A-

Batman’da petrolün bulunması ve petrol rafinerisine bağlı büyük bir iş gücü ihtiyacına binaen çevre il, ilçe ve köylerden büyük bir göç alarak hızla büyüdü.

Batman’da petrol ve rafineri merkezli oluşan cazibe, il olduktan sonra oluşan ekonomik ve kültürel doku ile nüfusu hızla artmaya devam etmektedir.

Nüfusu hızla artan yerlerde zaten büyük sosyal değişimlerin yaşanması beklenmektedir. Nüfusun hızla artması doğal olarak ilk etapta ekonomik akabinde sosyal ve kültürel kimlik sorunları oluşturması Batman’ı sosyolojik incelmeye tabi tutulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu konu sosyolojinin temel dallarından biri olan kent sosyolojisinin temel tezlerinden hareketle incelenebilir. Kent sosyolojisi, büyük sosyal değişimlerin sebep ve sonuçları irdelenerek gelecekte olabilecek sosyal sorunlara ışık tutması açısından önemlidir.

Kent sosyolojisi; göç, sınıflar arasındaki ilişkiler, ekonomik faaliyetler ve toplumsal kimlik gibi konuları ele alır. Kent sosyolojisi, şehirlerin fiziksel yapılarından öte toplumsal yapıları ve kültürel bağlar ile olan ilişkilerini inceler. Bu bağlamda kent sosyolojisinin temel varsayımlarından hareketle ‘Batmanlılık sosyolojisini’ kısaca irdelemeye çalışacağız.

Batman’ın hızla büyümesi kaynaşma sorunları yanında heterojen(değişken) bir kent kimliğini de beraberinde getirmiştir. Her ne kadar bu yeni toplumu oluşturan kişilerin önceki kültürel kimlikleri birbirleriyle benzeşiyor olsa da ortak müşterek bir kent kültürü yani ‘Batmanlılık’ diyebileceğimiz bir aidiyet kimliği henüz oluşmamıştır. Sosyologlar, genel anlamda ortak kimlik oluşumunun gerçekleşebilmesi için üç kuşak boyunca kaynaşma ve paylaşımların devam etmesi yönünde görüşler bildirmişlerdir.

İlk kuşaktan sonra ikinci kuşağın devam ettirdiği kültürel, geleneksel değer ve sosyal kabullerin üçüncü kuşaklarca da benimsenerek devam ettirilmesinin ortak toplumsal kimlik oluşumumda gerekli olduğu görüşündedirler. Bir aile ağacındaki üç kuşak; bir kişiyi, ebeveynini ve büyük ebeveynini ifade eder. Batman ilinin gelişim süreçleri incelendiğinde henüz bu üç kuşağın oluşmadığı görülür.

Batmanlılık aidiyetinin tam anlamıyla oluşmamış olmasının çeşitli sosyal, kültürel ve tarihsel nedenleri olsa da şehir aidiyeti genellikle zamanla ve kuşaklar boyunca gelişen bir olgudur. Batman ilinin kuruluşundan bugüne kadar henüz üç kuşağın geçmemiş olması, kişilerin kendini önceki ilinin, ilçenin, köyünün veya aşiretinin kimliği ile tanımlaması bunun en bariz örneğidir. Bu durum, şehir aidiyetinin yeterince oluşamamasının yanında şehir ile kurdukları bağların kökleşmemesinden kaynaklanmaktadır.

Çevre köylerden ve illerden Batman’a akan yoğun göç, şehre farklı kültürel grupların bir arada yaşamasını sağlamış olsa da bu gruplar arasındaki sosyal uyum eksikliği, ortak bir kimlik hissinin oluşmasını zorlaştırmıştır.

Göç edenlerin büyük çoğunluğunun köy kökenli olması, şehirde kırsal ile kentsel yaşam biçimlerinin iç içe geçmesine neden olmuştur. Bu da kentteki toplumsal uyum süreçlerini ve yerleşim düzenini doğrudan etkilemiştir.

Faklı toplulukların kaynaşmasında ve birbirlerini benimsemesinde ortak değerler oldukça önemli bir yere sahiptir. Her ne kadar bu ortak değerlerin oluşumunda önceki aidiyet kimliğini oluşturan dini, ahlaki ve geleneksel değerler önemli bir rol üstlenmiş olsa da kişiler yine de kendilerini tanımlarken Batmanlı olarak değil de önceki aidiyet kimliklerini kullanmaktadırlar.

Henüz kuruluşundan bu yana bir asrı tamamlamamış ve bir göç şehri olan Batman’da ‘Batmanlılık’ aidiyetinin kurulamamasının diğer bir yansımasını da ilimizde yaygınlaşan aile ve aşiret derneklerinden yola çıkarak izah etmemiz mümkündür.

Aile, aşiret ve hemşehri tarzı diğer kimliklerin çatısı altında toplanma ihtiyacının hissedilmesinin en büyük gerekçeleri arasında ortak kimlik yani ‘Batmanlılık’ aidiyetinin henüz oluşmadığına gerekçe gösterebiliriz.

Sonuç olarak ‘Batmanlılık’ aidiyet kimliğinin oluşmaması toplumsal kaynaşmada ortak işbirliği oluşturmada ve ortak hedef belirlemede birçok sakıncalarının olduğu görülmektedir. Bu çağda yeni nesillere artık miadını doldurmuş kimlikler ile değil ortak müşterek değerler ile yeni bir toplum ve yeni homojen bir şehir oluşturmak karşımızda bir zorunluluk olarak durmaktadır. İşte bu doğrultuda aynı gaye ve hedefleri edinerek daha güçlü bir toplum olma doğrultusunda efor sarf edilmesi gerekmektedir. Oluşan bu yeni şehri birlik beraberlik içinde kurum ve kuruluşlarıyla daha ileriye taşıyacak çeşitli ortak çalışmalar ve sosyokültürel işbirlikleri yaparak büyük hedeflere yönelmek güçlü bir toplum olma yolunda avantajlar sağlayacağı muhakkaktır.

Batman, tarihi ve kültürel mirası, genç nüfusu ve stratejik konumuyla güçlü bir potansiyele sahiptir. Kentleşme sürecinin başarısı, hem bu potansiyelin doğru bir şekilde değerlendirilmesiyle hem de yerel halkın sürece aktif olarak dâhil edilmesiyle mümkün olacaktır.

batman’daki halkın bir araya geldiği dini ve kültürel dayanışmaların aidiyet hissini artırdığı bilinen bir gerçektir. Fakat artan ilişkiler ağı faklı alanlarda da işbirlikleri yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Özellikle şehrin birlik duygusunu güçlendirecek sosyokültürel etkinlikler ile de ortak bir kültür oluşturulması ve kuşakların bunun üzerinden güçlü bağlar kurmaları sağlanmalıdır.

Bu doğrultuda sayın valimiz Ekrem Canalp’ın Batman’ın hem tarihsel bir şehir kimliği geliştirme sürecini hem de sağlıklı bir kentleşme doğrultusunda “Batman’ı Festivaller Şehri” yapma girişimi büyük bir gayeye hizmet ettiği için halkımız tarafından takdir edilerek teveccüh görmüştür. Özellikle çeşitli kültürel festivaller, kitap ve gastronomi fuarları, yerel ve ulusal sanatçıların sanatsal aktiviteleri gibi kültürel çalışmaların yaygınlaşması şehir ile güçlü bir aidiyet kurulmasında önemli bir görev üstlenmektedir. Bu her yıl valiliğimiz tarafından da desteklenen sosyokültürel, sanatsal ve ticari aktiviteler her geçen gün daha büyük işbirliklerine ev sahipliği yapan ilimizde ‘Batmanlılık’ aidiyetini güçlendirmektedir.

Çünkü bir şehrin ortak ilişkileri artıkça ortak değer ve paylaşımları da artar ve böylece büyük hedeflere ancak o zaman yönelebilirler düşüncesindeyiz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.