Orada bir yer var uzakta. Hiç gidemedim oraya. Gidemezsem de orası benim memleketim. Çünkü orada kardeşlerim yaşıyor. Orada mazlumlar var; çocuklar, kadınlar, babalar, yetimler var…
Orası Gazze!…
Ben Gazzeliyim.
Gönlüm sınır tanımıyor…
Orada düşen her can benim kollarıma düşüyor.
Kollarıma bir insanın değil, bütün insanlığın ağırlığı düşüyor.
Orası Gazze!…
Orada insanlar yaşıyor.
Orada kardeşlerim yaşıyor.
Orada yetimler, çocuklar yaşıyor…
Orası Gazze.
Ben Gazzeliyim.
Topu, tankı, füzesi, bilmem ne belası benim üzerime yağıyor, benim kalbimi parçalıyor. Burası Gazze.
Burada insanlık vuruluyor.
İsrail!… Tüm insanlığı ta kalbinden vuruyor. En zayıf olduğum yerden vuruluyorum burada.
Elim yetişmiyor, taşım ulaşmıyor, sözüm duyulmuyor…
Burası Gazze.
Vurulduğum, yaralandığım, öldüğüm yer. Sözümün bittiği yer. Burası Gazze. Burada insanlar yaşıyor. Burada senin gibi insanlar yaşıyor.
Senin annen gibi anneler.
Senin baban gibi babalar.
Senin çocuğun gibi çocuklar…
Gazze’de çocuğum vuruluyor.
Annem, babam vuruluyor, eşim vuruluyor… Gazze’de insanlık düşüyor…
Burası Gazze!…
Burada sığınacak her şey yıkılıyor.
Uykular bomba sesleri ile bölünüyor.
Sofra kurup, başına huzurla, sevinçle toplanmayalı ne kadar oldu. Kaç gün, kaç sene?
Burada en insani duygular bile hayat Hakkı bulamıyor.
İsrail… En masum duygulara bile tahammül edemiyor.
Vuruyor, vuruyor…Tek bildiği şeyi yapıyor.
Var olduğundan bu yana yok ediyor…
Gözünü açtığından beridir göz açtırmıyor.
Burası Gazze…
Ben Gazzeliyim.
Dayanacak gibi değil; ama iman var, hesap var, mükâfat var, ceza var…
Cennet var, cehennem var…
Ölüm bir kapı. O kapıdan gülerek geçeceğime imanım var…
Zalimin zulmü varsa, Rabbimin adaletine yakînim var…
Biliyorum zulüm devam etmez. Yıkılacaksın İsrail. Yok olacaksın.
Gazze değil, Filistin değil, Kudüs değil sadece, bütün insanlık nefes alacak.
Ölüm son değil…
Bu yaşattıklarından sonra ölüm son olamaz.
Zalimin zulmü yanına kalırsa bu en büyük zulüm olur.
Gerçekten yaşamayanlar ölümü son zannedenler. Ölüm elbette son değil. Zalime de mazluma da bir başlangıçtır.
Ey İsrail ve destekçileri; cehennemdeki ilk gününüze hazır olun!
Burası Gazze, şehadet kapısı.
Burası çocukların oyunlarını bırakıp cennete koştukları yer.
Burası hastaların cennete taburcu edildiği yer.
Burası sözlerin hep yarım kaldığı yer.
Burası cennet kapısı…
Burası insanın canı gibi sevdiğine, “Belki bir daha göremem” diye nemli gözlerle baktığı yer.
Burası Gazze!…Farkında mısınız burada çocuklar var!…
Burası en masum merakların cevap bulamadığı yer.
“Anne, bombaları atanlar bizim burada olduğumuzu bilmiyorlar mı?”
Annenin gözü insanlık arıyor. Kıyamet mi koptu, nerede insanlık? Bir biz mi kaldık, herkes ölmüş mü? Neden kimseden ses çıkmıyor?…
Burası Gazze.
Burada görmek incitir insanı.
Burada hissetmek dayanılmaz acı verir. Burada yaşamak ölümden beter bir yük olur…
Ey İsrail sen nasıl bir kötülüksün!…
Sen nasıl bir karanlıksın ki, bütün iyilikleri, bütün güzellikleri karanlığında yok ediyorsun.
Burası Gazze!
Burası dünyanın bittiği yer…
Dünyanın gücünün, sözünün, sesinin burada faydası yok…
Burası Dünyadan çok ukbaya (Ahiret) yakın.
Burada insanlar; insanlardan çok, Rabbine yakın…
Burası Gazze!
Burada toprak mazlum, ağaç mazlum, insan mazlum…
Mazlumun duasından korkulacak yer burası.
Tüm kapıların yüzlerine kapandığı yer. Tüm çağrıların cevapsız kaldığı yer…
Kapanmayan tek bir kapı var burada: Dua kapısı.
Duadan başka hiçbir kapısı kalmayanın dualarından kork Ey İsrail, Ey zalim…
Burası Gazze!
Burada gençler, geçmiş günlerini hatırlamak için fotoğraf albümüne değil; yaşadıkları onca zulmün bedenlerinde bıraktığı izlere bakıyor.
Burası Gazze!
Burası gerçek bir ayna…
Tüm maskelerin düştüğü, batının sakladığı tüm iğrenç yüzlerini gösteren bir ayna…
Burası yalancıların mumlarının erkenden söndüğü yer.
Ey İsrail!
Sen ölüsün…
Sen bir ölü olduğun için bu kadar soğuk, bu kadar duygusuzsun.
Sen bir ölü olduğun için ölüm ve fesat kusuyorsun.
Gömüleceğin gün çok yakın.
Küllî âtın karib…
Dünya artık senin pisliğinden de, leş kokundan da kurtulacak.
Ey İsrail!
Sen çoktan öldün. Ama farkında değilsin. Sen attığın ilk kurşunla başladın cezanı çekmeye…
Bir insanı öldürmüş olmak, katile en büyük cezadır. Ama bunu ancak insan olanlar anlar. Çok yakında düşeceksin ve her şeyin çok geç olduğunu göreceksin..
Cehennemden hemen önce. Allah’ın üzerine yolladığı o güçlü kullarını göreceksin..
Ve onlar, seni olmayı hak ettiğin yere gönderecekler…
Burası Gazze!
Gönlüm sınır tanımıyor…
Ben Gazzedeyim.
Efendimizin sesini işitiyorum:
“Lâ tehaf innallahe meânâ!”
Korkma Allah bizimledir
Allah bizimledir.
Nihayetinde Allah nurunu tamamlayacaktır.
Hz. Ömer (RA) Şam’ı aldıktan kısa bir süre sonra Kudüs’ü de fethetti.
Selahattin Eyyubi; Şam’ı aldıktan 3 sene sonra Kudüs’ü de fethetti
Şimdi de Şam alındı. Zalimlerden kurtarıldı. Dolayısıyla Kudüs’ün fethi de çok yakın bir zamanda olacaktır.
İsrail diye bir toplum kalmayacaktır Biiznillah. Allah ömür verirse bunu yakın bir tarihte görüp yaşayacağız.