KALPLER NEDEN MÜHÜRLENİYOR?

Yayınlama: 09.09.2024
A+
A-

Bakara Suresi’nin 7. ayetinde “Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.” şeklinde bahsedilen “kalplerin mühürlenmesi” ile kulların iradesi elinden alınmış olmuyor mu?

Bu Ayeti Kur’an-ı Kerim’den ayırıp, tek başına okuduğumuz zaman bu şekilde mana verilebilir hale gelmektedir. Ayrıca konu ile ilgili tek ayet bu değildir. Kalplerin mühürlenmesinden bahsedilen diğer ayetleri de inceleyip hepsini birlikte değerlendirerek, konu hakkında daha ayrıntılı fikir sahibi olunabilir. Şimdi diğer ayetlere bakalım:

“Verdikleri sağlam sözü bozmalarından, Allah’ın ayetlerini inkâr etmelerinden, peygamberleri haksız yere öldürmelerinden ve “kalplerimiz muhafazalıdır” demelerinden dolayı (başlarına türlü belalar verdik. Onların kalpleri muhafazalı değildir.” Tam aksine inkârları sebebiyle Allah onların kalplerini mühürlemiştir. Artık onlar inanmazlar. Bir de inkârlarından ve Meryem’e büyük bir iftira atmalarından ve “Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden dolayı kalplerini mühürledik…” (Nisâ Sûresi,155 156)

“AND OLSUN, peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişti. Fakat onlar daha önce yalanladıklarına inanacak değillerdi. Allah, kâfirlerin kalplerini işte böyle mühürler.”

( Â’râf Suresi, 101)

“Sonra, onun ardından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara apaçık mucizeler getirdiler. Fakat onlar önceden yalanlamakta oldukları şeye inanacak değillerdi. İşte biz haddi aşanların kalplerini böylece mühürleriz.” (Yûnus Sûresi, 74)

“ONLAR kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın ayetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap getiren bir iştir. “Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.” (Mü’min Sûresi, 35)

“Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıktıkları zaman, kendilerine bilgi verilmiş olanlara (alay ederek), “Az önce ne söyledi?” derler. “İşte bunlar, Allah’ın, kalplerini mühürlediği ve nefislerinin arzularına uyan kimselerdir.”

(Muhammed Sûresi, 16)

“Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar.” (Münâfikûn Sûresi, 3)

“Nefsinin arzusunu ilâh edinen, Allah’ın; (halini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?”

(Câsiye Sûresi,23)

BU AYETLERLE birlikte baktığımız zaman anlaşılıyor ki, mühürleme olayı sebepsiz yere yapılmış bir müdahale değildir. Allah’ın (CC) kuluna zulüm olsun diye yaptığı bir şey de değildir. Ancak bir durum tespitidir. Rabbimizin çeşitli sebeplerle bir kalbe vurduğu “bu artık iflâh olmaz” mührüdür. Yani “kalbin mühürlenmesi” o kişinin tercihini ısrarla inkârdan yana kullanmasının ve hayatında da buna göre davranmasının sonucudur. O kişi iradesini kullanmış ve sonucu bu olmuştur. Mühür kelimesi bizim aklımızda, su ve elektrik saatlerinin mühürlenmesi gibi bir anlamı çağrıştırır. “Saat mühürlendi artık elektrik ve su gelmeyecek” diye düşündüğümüz gibi, “Allah (CC) kalbi mühürledi artık iman  o kalbe giremez.” diye düşünüyoruz.

Halbuki durum bundan farklıdır. Bir üretim bandının en sonunda, çıkan ürünün üzerine vurulan “BOZUK” mührü gibi düşünebilir bu mühürleme de. Yani ürün o mühürden dolayı bozuk muamelesi görmez, bozuk olduğu için o mühür vurulur.

Bakara Sûresi’nin 7. ayetine sorudaki gibi yanlış anlam vermek, Allah’ı doğru tanımamaktan kaynaklanır. Çünkü Rabbimizi doğru şekilde tanırsak biliriz ki:

*Âdil olan Allah (CC) durup dururken kulunun kalbini mühürlemez.

*Her işi hikmetle yapan Allah, bir hikmeti olmadan bir kulunun kalbini mühürlemez.

*Kulunu affetmek için (tabiri caizse) bahaneler üreten Allah, kalbini sebepsiz mühürleyerek kuluna af kapısının kapatmaz.

Liste daha da uzatılabilir.

Son olarak şunu da söyleyebiliriz. Her kulunun imtihanının ne zaman biteceği Rabbimizin takdirindedir. Kalbi mühürlenen kul o anda ölmüş olsa, ortada itiraz edilecek hiçbir şey kalmayacaktı. Bu anlamda düşününce, kulun kalbinin mühürlenmesi, o kulun imtihanının orada bittiği anlamına da gelebilir. Nitekim bazı âyetler de kimi kâfirler ölülere benzetilmektedir.

Bir üretim bandının en sonunda, çıkan ürünün üzerine vurulan “BOZUK” mührü gibi düşünülebilir bu mühürleme de. Yani ürün o mühürden dolayı bozuk muamelesi görmez. Bozuk olduğu için o mühür vurulur.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.